7 Eylül 2008 Pazar

Compact Laminant Nedir?

Compact Laminant Nedir ?

Fenol esaslı reçine emdirilmiş kraft kağıtları ile en dışında yer alan melamin esaslı reçinenin dekor kağıdına 150 °C sıcaklıkta ve 100 kg/cm² basınç altında 90 dakika preslenmesiyle oluşan levhalarıdır.

Nerelerde Kullanılır ?

Compact laminat özellikle toplu kullanım alanlarında kullanılmakla birlikte daha bircok alanda da kullanılmaktadır. Bunlar;

- Havaalanları
- Spor kompleksleri
- Hastaneler
- Eğitim kurumları
- İş merkezleri , alışveriş merkezleri ve restorantlarda
- Oteller
- Fabrikalar

2 ila 40 mm arasında üretilebilen compact laminat levhaları; en başta dış cephe başta olmak üzere ıslak hacimlerin gereksinimi olan cubicle WC kabini, duş kabini, lavabo tezgahı, pisuar bölmesi, soyunma dolapları, emanet dolapları, seperatörler, oturma bankları gibi uygulamalarda fazlaca kullanılmaktadır.

Özellikleri Nelerdir ?

- Dekoratiftir.
- Su, nem ve çeşitli kimyasallardan etkilenmez.
- Yanmayı geçiktirici özelliği vardır.
- Kir ve leke barındırmaması kolay temizlenmesini sağlar.
- Darbe ve çizilmelere karşı dirençlidir.
- Alan kazandırır.

Blokaj Nedir?

Blokaj:Grobeton altına dökülen genelde mıcır veya kırılmış molozdan oluşan, 15 santim kalınlığında dökülmesi önerilen, su yalıtımına karşı iyi bir önlem olan katman.

Penning: Cobbles/setts, stones, rocks, or other large aggregate particles laid upright, in an interlocking fashion, often termed penning, will exhibit a greater stiffness than an equivalent layer of cobbles/setts laid horizontally. The layer will be an insulation layer to a thickness of 15 cm.

Mersin Üniversitesi İnşaat MYO

Dün Mersin'e üniversite için kayıt olmaya gittim.
Yaklaşık 3 saat o sıcagın altında o kadar insanı bekletti şerefsiz ögretmenler.
Abimde 2 yıllık İnşaat MYO mezunu Mersindeki hocalar iyi dedi ama bakıcaz nasıl

3 saat bekleyişin ardından evraklarımı verdim ve Üniversite Ögrenci Kimligimi verdiler,
Ama bi şaşkınlık geldi kimligime bakın :) niyemi
Kimdlikteki fotograf teee lisede çektirdikleri fotografın aynısı, yani daha biz ameleyken
saç sakal çocuk gibi, sizde görünce şaşırmayın.

25 Ağustos 2008 Pazartesi

İnsaat Bolumu

Ben düz lise mezunuyum inşaat mühendisi olmak istiyorum ama puanım tutmadı. 2 senelik yazıp 4 senelige yükselmek istiyorum ama 2 senelik için şartlar ne onu bilmiyorum cevabınızı bekiyorum.

Geçtiğimiz günlerde aldığım bir e-posta’ya karşılık Kamil arkadaşımıza yardımcı olurken sitemizi ziyaret eden diğer arkadaşlarında bu konuda bilgilenmesini ve yorum bölümüyle birlikte bilgilerini paylaşmasının uygun olduğunu düşündüm.

Aslında bugun satışa sunulan 2007 Yüksek Öğretim Programları ve Kontenjanları Klavuzu‘nda tüm bilgiler verilmektedir. Bu klavuzu lise ve dengi okullardan 3 YTL karşılığı temin edebilirsiniz. OSYM‘nin web sayfasında da bu klavuza pdf formatında ulaşabilirsiniz.

Biraz klavuzdaki tablolarla ilgili bilgiler verelim.

185 veya daha fazla puan alan öğrenciler:

  1. Tablo 3A (Öncelik sınavsız geçiş hakkı bulunan adaylarda olmak üzere)
  2. Tablo 3B
  3. Tablo 4

‘den tercih yapabileceklerdir.

160-184,99 arasında puan alan öğrenciler:

  1. Tablo 3A (Öncelik sınavsız geçiş hakkı bulunan adaylarda olmak üzere)
  2. Tablo 3B
  3. Tablo 4′teki sadece AÖF (Açık öğretim fakültesi) ingilizce bölümler hariç tercih yapabileceklerdir.

160′ın altında puan alan öğrenciler:

Tercih yapamazlar.


2. yıllık Fakültelerde (MYO) öncelik her zaman sınavsız geçiş yapan Meslek Lisesi öğrencilerindedir. Yani işiniz birazda şansa kalmıştır. Mesela günümüzde bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle birlikte bu alanda sınavsız geçiş yapan Meslek Lisesi öğrencileri bölümdeki kontenjanları doldurmakta ve düz liselerden tercih yapan öğrenciler puanları ne kadar yüksek olursa olsun boşta kalmaktadırlar.

Yalnız inşaat bölümlerinden sınavsız geçiş pek azdır, bunun nedeni Meslek liselerinde inşaat bölümünü direkt ilgilendirecek bölümlerin az olmasıdır. İşinizi sağlama almak için girmek istediğiniz şehirdeki Meslek Liseleri danışmanlarına inşaat bölümünü kapsayan sınıflları sorup, mevcutları öğrenip ve bölüm hocalarınada direkt geçiş yapabilecek öğrenci sayılarını sorup klavuzdaki kontenjan sayısı ile karşılaştırabilirsiniz.

Kamil kardeşim 1. Bölümden 185 barajını geçtiyse klavuzdaki TABLO 3A ve 3B’den rahatlıkla tercih yapabilir. Ayrıca TABLO 4′ten de 4 yıllık seçim hakkına sahipsiniz, seçeneğiniz ne kadar kısıtlı olsada, yalnız inşaat bölümü değil…

Bu arada en kaliteli eğitimi veren Meslek Yüksek Okulu İnşaat Bölümlerinden biri Gaziantep Üniversitesidir. Süper lise öğrencilerinin ortalama mezun olma yılı 3 yıldır.

Tercih yapan tüm arkadaşlara başarılar diliyorum.

3ds Max video ders

DreaMale (Ömer) tarafından hazırlanan bu video anlatımda 3ds max temel özellikleri anlatılıyor. 75 dakika 35 saniye süren videonun toplam boyutu 285 Mb’dır.

Video sonunda kapı, pencere, saçak vb… detaylarıyla birlikte küçük şirin bir eve sahip oluyorsunuz. Smiley Yeni başlayanlar için kaçırılmaması gereken bir kaynak. Forumlarda genellikle ücretsiz dosya upload sitelerine yükleme yapıldığı için dosyalar bir süre sonra siliniyor. Yazının devamında bulabileceğiniz dosyayı kendi sunucumuza (biraz zorda olsa) yükledik, rahatça indirebilirsiniz.

3dsmaxders3.JPG

3dsmaxders1.JPG

3dsmaxders2.JPG

Indir DreaMale tarafından hazırlanan 3Ds Max video anlatım DreaMale tarafından hazırlanan 3Ds Max video anlatım
Toplam Indirme: 3155
Dosya boyutu: 285

Autocad 2008 Kurulumu

2 cd olarak elime ulaşan Autocad’in 2008 sürümünün kurulum talimatlarını anlatmaya çalışacağım.
İlk cd’yi taktığımız zaman otomatik kurulum ekranı açılacaktır:

acadkur0.JPG


Install Products butonuna tıklayarak devam ediyoruz.

acadkur1.JPG


It is strongly recommended that exit all windows program before running this wizard

Warning: This program is protected by copyright and international treaties

Aktif olan programları ve pencereleri kapatınız.

Uyarıcı: Bu program, telif hakkı ve uluslararası antlaşmalarla korunur.

2 uyarıda da Next diyerek ilerliyoruz.

acadkur2.JPG


9 ana maddeden oluşan lisans sözleşmesini onaylıyoruz. I Accept butonu seçerek Next diyoruz.

acadkur3.JPG


First Name (Adınız)

Last Name (Soyadınız)

Organization (Organizasyon, genelde bilgisayar adı gelir)

Bilgilerinizi girdikten sonra Next diyerek ilerliyoruz.

acadkur4.JPG


Son adımda kurulum bilgilerimi gösteren ekran geliyor. Install butonuna basarak kuruluma başlıyoruz.

acadkur5.JPG


Kurulum devam ediyor:

acadkur6.JPG

Kırmızı kareyle işaretlediğim alanlardan kurulumu takip edebilirsiniz.


~5-10 dakika sonra (bilgisayar hızınıza göre değişiklik gösterecektir.) 2. CD’yi takmanız istenecektir.

acadkur7.JPG


2. CD’yi takın ve Tamam‘a basın, kurulum devam edecektir. ~5-15 dakika arası sürebilir.
Kurulum tamamlandı.

Installation Complate
Autocad 2008
Succeded

acadkur8.JPG

Meslek Yuksek Okullarina (MYO) lisans imkani

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), ”Uygulamalı Teknik Bilimler Fakültesi” açma kararı aldı. Buna göre, Meslek Lisesi çıkışlılar, alanlarının devamı niteliğindeki 4 yıllık lisans programlarında okuma imkanı, önlisans düzeyinde eğitim yapan Meslek Yüksek Okulu (MYO) çıkışlılar da lisans tamamlama fırsatı elde edebilecek.

Temmuz ayında yapılan YÖK Genel Kurulu’nda, ”Uygulamalı Teknik Bilimler Fakülteleri”nin açılmasına karar verildi. Karara göre, Afyon Kocatepe, Batman, Cumhuriyet, Dumlupınar, Düzce, Fırat, Karabük, Karadeniz Teknik, Kırklareli, Kocaeli, Mersin, Muğla, Pamukkale, Sakarya, Selçuk, Süleyman Demirel Üniversiteleri ile Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü bünyesinde bulunan Teknik Eğitim Fakülteleri, Uygulamalı Teknik Bilimler Fakültesine dönüştürülecek.


Çankırı Karatekin, Ege, Gaziantep ve Uludağ Üniversiteleri bünyesinde Uygulamalı Teknik Bilimler Fakülteleri kurulacak. Gazi Üniversitesi ve Marmara Üniversiteleri bünyesinde yer alan Teknik Eğitim Fakülteleri, meslek liselerinin öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere eğitimine devam edecek ve bu iki üniversitede, Teknik Eğitim Fakültelerinin yanında, Uygulamalı Teknik Bilimler Fakülteleri açılacak. Böylece, 23 üniversitede, Uygulamalı Teknik Bilimler Fakültesinin kurulmasına ve iki üniversitedeki Teknik Eğitim Fakültesinin de işlevini sürdürmesine karar verildi.


Hazırlığı 2 yıldan beri devam eden ve gerekçesi, YÖK tarafından Şubat 2007′de yayımlanan ”Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi” raporunda açıklanan çalışmanın, meslek lisesi çıkışlılara, alanlarının devamı niteliğindeki 4 yıllık lisans programlarında okuma imkanı vereceği, önlisans düzeyinde eğitim yapan MYO çıkışlılara da 2+2 ( lisans tamamlama) fırsatı getireceği öğrenildi.

Metraj Cizim Ornekleri


Gaziantep Üniversitesi Myo İnşaat Bölümü 2005-06 döneminde Mehmet ÇILDIR tarafından hazırlanan Metraj dersi 19 adet örnek çizimlerininin diğer bölümlerdeki arkadaşlarında faydalanabileceğini düşünerek sunuyorum. Bir süre sonra tamamını çözüp sitemizde yayınlayacağız.

İnsaat Teknikeri Kimdir?

Ösym sonuçları açıklandıktan sonra gerek isteyerek gerekse istemeyerek İnşaat Bölümüne yerleşen arkadaşlarımız var. Bu arkadaşların akıllarına;

Simdi ben bu bölümün ne yaptığını ne işe yaradığını pek bilmiyorum, arkadaslar dalga gecio amelelik filan diye.

2 yilliği bitirince ne olabilirim ve ne kadar para kazanabilirim?

4 yıllığa geçiş yapamazsam?

Buradaki iş imkanı ne kadar?

Doğruyu solemek gerekırse kodlama hatası yaptım ve inşaat bölümü çıktı. Aslında hıç aklımda olmayan bır bölümdü. Benim sormak istediğim bır bayan için nasıl bir meslek hiçbir bilgim yok bu bolumle ilgili.

İki senelik bir inşaat bölümüne gidersem ve 4 senelik mühendisliğe geçemezsem 2 senelik inşaatı bitirdiğimde ne olucam? Bu alanda nasıl işler bulup nekadar para kazanma şansım var?

ve benzeri sorular geliyor. Bu sorulara ve daha fazlasına bir cevap bulmaya çalışalım.

İnşaat Teknikerinin tanımı:

Tekniker iki yıllık meslek yüksek okullarını başarı ile bitiren adaylara verilen bir ünvandır.

İş hayatında ki pozisyonu mühendis ile işçi arasındaki koordinasyonu sağlayan ara eleman olarak konumlandırılmıştır. Wikipedia

2 yıllık İnşaat Bölümü mezunu bir kişi tekniker ünvanını alır.

Tekniker ne iş yapar: Tekniker, Mühendis ile usta arasındaki geçiş elemanı olarak görev yapar. Mühendisle birlikte değerlendirdiği bilgileri ustalara anlatıp, işi takip eder. Tabi bu olay Teknikerin bilgi birikimine bağlıdır. Okulda edindiğiniz teorik bilgiler şantiyede pek işinize yaramayacaktır. Uygulamada pek çok farklılık göreceksiniz. Bu nedenle stajlarınızı şantiyede yapmanızı gördüğünüz uygulamaları en ince detayına kadar ustalara danışmanızı şiddetle tavsiye ederim. Hani bilgi birikimi dedik ya; Diyelimki aynı şantiyede bir Mühendis ve Tekniker görev alıyor, bu şantiyeye bir şantiye şefi lazım. Eğer Teknikerin bilgi ve deneyimi Mühendisten fazla ise işverenin seçimi Teknikerden yana olacaktır. Teknikerin amelelikle işi yok, yeterki ameleden daha çok bilgi birikimine sahip olun. Ayrıca sizin 2 yıllıkta olsa bir diplomanız var, bir üniversite mezunu olarak çoğu yerde saygıyla karşılanacaksınız! Hatta deneyimli bir tekniker yanında Mühendis çalıştırıyor ve birçok inşaat yapıyor. Şehirde ismini duymayan kalmadı. Kendinizi işinize verin.

Bayan tekniker arkadaşlarımız için şantiye işleri ağır olacağından büroda kalmaları daha uygundur. Büroda çay getirip götürmek istemiyorsanız İdecad, Autocad, 3ds Max gibi programları öğrenmeniz yararınızadır. İşin üstesinden gelebileceğinize inanıyorsanız şantiyeyide seçebilirsiniz.

Tekniker Maaşları: Bu konuda net bir şey söyleyemeyeceğim. Yaşadığınız şehrin ekonomik durumuna ve şirkete faydanız göz önüne alınarak maaşınız değişim gösterebilir. Yeni işe başlamış bir tekniker “sigorta + 400/500 YTL” maaşla işe başlar diyebiliriz sanırım. Sakın az demeyin, yukarıdada söylediğim gibi şantiye farklıdır. Aslında siz ilk aylarda işi öğrenecek üstüne para alacaksınız Smiley Bunun yanında bazı memleketlerde teknikerlere gerek duymuyor. Gaziantep’te neredeyse her firmada bir tekniker bulunurken Mersinde sadece çizim için bayan teknikerler iş bulabiliyor. Gaziantep’te güzel yapılar boy gösterirken Mersinde merdiven rıht yükseklikleri her basamakta değişim gösterip, kirişler kolonlara yamuk saplanıyor Smiley (tecrübeyle sabittir)

Dikey geçiş (4 yıllığa geçiş) hakkında biraz bilgi vereyim;

Üniversitelerin Dikey geçiş kontenjanı oldukça az, en fazla 3 kontenjanlı üniversiteler mevcut. Meslek yüksek okullarındaki mezun sayılarını dikkate alırsak öğrencilerin işi DGS’de bir hayli zor.

Eğer ciddi anlamda dgs’yi düşünüyorsanız ilk yapmanız gereken not ortalamanızı yüksek tutmak, mezunlar arasında ilk 3′e girmeniz sonucu dgs sınavında yüksek ek puan getirecektir, tıpkı öss’de okulunuzun verdiği puan gibi bir durumla karşı karşıyasınız. Bununla birlikte DGS sınavından yüksek başarı elde etmelisiniz, sayısalcıysanız sayısaldan en az %98 başarı, sözelden en az %50′lik bir başarı elde ettiğiniz vakit istediğiniz üniversiteye rahatça yerleşirsiniz. Buda çok çalışmayla olacak iş.

Mersin İnşaat Bölümü

http://insaatsektoru.blogspot.com/ blogumu açalı 1 sene kadar oldu,
17 yaşındayım ve gaziantepde yaşıyordum. Tabi Öss sonuçları açıklanan kadar

Artık bende bir üniversiteli gencim:)

Burada sizlere üniversitede gördügümüz dersler hakkında bilgi, dökümanlar, tesler, çalışmalar
inşaat teknikerligi ve inşaat mühendisliği hakkında ne varsa işlediğimiz dersler hakkında elimden geldigi kadar bilgi verecegim.

şimdilik bukar.....

4 Ağustos 2008 Pazartesi

Bitümlü Malzemeler - Nedir?

Bitümlü maddeler siyah renkli ve reçine karakterinde organik maddelerden meydana gelir. Isıtıldıkları zamankatı halden sıvı hale geçiş yavaş ve yumuşama yoluyla olur. Katı halde belirli plastikliğe sahiptirler. Üzerlerine sürüldükleri katı cismin yüzeylerine yapışırlar. Suya dayanıklı suyu geçirmeyen asit ve tuzlarla reaksiyon yapmayan, izalasyon özelliği yüksek maddelerdir.

Okside Asfaltlar - Nedir?

Asfalt çimentosuna veya asfaltik yağlara hava üflemek suretiyle elde edilirler. Böylece normal asfaltlara göre yumuşama noktası yükseltilmiştir.

Siyah renkli donuk veya parlak görünüşlü sert ve kırılgandır. Sıcaklık değişimlerine karşı duyarlılığı azdır.
Suyu geçirmez, havada geç oksitlenir.
Sıcak uygulanır, metalik yüzeylerle yeterli aderansı sağlar.
Yalıtım amaçlı örtü kaplaması olarak elverişli malzemedir.

Yalıtım - Nedir?

Bina ile, içerisindeki eşyaları ve insanları su, nem, ısı ve sese karşı koruma önelemlerine yalıtım denir.

İzolasyon ve tecrit de denmektedir.

Asfalt Solüsyonları - Nedir?

Normal sıcaklıkta akıcı halde olan sıvı asfaltlara denir. Asfalt solüsyonları okside asfalt veya asfalt çimentosu ile uygun bir çözücünün homojen bir karışımı olarak tanımlanır. Özellikle yalıtım işlerinde astar olarak kullanılır.

Asfalt Emilsiyonları - Nedir?

Bitümlü malzemenin (örneğin asfalt çimentosu) su içindeki dispersiyonuna (dağılımına) asfalt emilsiyonu denir.

Yüzeysel Temeller - Nedir?

Yapı yükünün, zemin yüzeyine yakın bir yerde ve tasman sınırı içerisinde, güvenle aktarılmasına uygun zemin bulunması durumunda uygulanır.
Temel, kaya zemin dahi olsa zemin yüzeyine oturtulmaz. Mutlaka don seviyesinin altına inmelidir. Bu tür temeller, hem kuru ve hem de sulu zeminlerde uygulanabilir.
Yüzeysel temel çeşitler:

Tekil Temel (Münferit)
Sürekli Temel (Şerid yada mütemadi)
Radye Temel (Radye Jeneral)

Mukavemet - Nedir?

Mukavemet, yük etkisi altındaki cisimlerin gerilme ve sekil değistirme durumlarının iç davranıslarının incelendiği uygulamalı mekaniğin bir dalıdır. Buradaki cisim kelimesiyle çubuklar, plak ve kabuklar, kolon ve miller ile bu elemanların birlestirilmesiyle olusan yapı ve makineler kastedilmektedir. Cisimlerin dayanımı veya sekil değistiren cisimler mekaniği olarak da adlandırılan malzeme mekaniğinde öncelikle gerilme analizi ve cisimlerin mekanik özelikleri incelenir.
Malzeme mekaniği çalısmaları, kuvvet etkisindeki cisimlerde denge kavramının anlasılmasıyla baslar. Statik dersinde dengedeki katı cisimlerin dıs davranısı incelenirken mukavemette dıs yüklerden olusacak iç kuvvetler ve sekil değistirme arastırılır. Burada ilk olarak statik denge denklemleri ve yük etkisindeki bir cisimde uygulanması üzerinde durulacaktır. Daha sonra malzeme deformasyon yasaları ve geometrik uygunluk kosulları ele alınacaktır.
Katı cisimlerin yük etkisindeki davranıslarının incelenmesi Galileo Galilei (1564-1642) ile baslayıp kuvvet etkisindeki cisimlerin sekil değistireceğini ilk defa ifade eden Robert Hooke (1635-1703) la devam eder. O zamandan bu yana pek çok mühendis, bilim adamı ve matematikçi gerilme analizine katkıda bulunarak bu gün
kullandığımız yeni yöntemlerin gelisiminde önemli rol oynamıstır.

Gerilme - Nedir?

Yük etkisi altındaki bir elemanın davranışını tanımlamakta kullandığı iki kavram.

Cismin herhangi bir kesitindeki gerilme, sabit siddete veya düzgün yayılı ise buna basit gerilme adı verilir. Yük tasıyan elemanların çoğunun düsünülen bir kesitindeki iç kuvvetler ya eksenel kuvvettir ya da kesme kuvvetidir. Örneğin kablolar, kafes kiris elemanları, eksenel yüklü çubuklarda eksenel normal kuvvet, iki çubuğu birlestiren cıvata, pim ve perçinlerde ise kesme kuvveti söz konusu olduğundan normal gerilme ile kayma gerilmesini hesaplamakta doğrudan gerilmenin tanımını ve denge denklemlerini kullanmak mümkündür.
Gerçek gerilme yayılısını bulmak için sekil değistirmeleri dikkate almak gereklidir.

Gerilme Tansörü - Nedir?

Düzlemler o noktadan geçen eksenlere dik olarak seçilirse sonsuz küçük boyutlu bir kübik eleman elde ederiz. Gerilmelerin elemanın yüzlerine yayılı ve O ve O noktasındaki gerilmelerin esdeğer olduklarını düsünüyoruz. Gerilmeler her düzlemin merkezinde bir vektörle gösterilmistir. Bir noktada üç dik düzlemdeki toplam 9 gerilme bileseni ile verilen gerilme hali gösterimine gerilme tansörü denir.

Direkt Kesme Hali - Nedir?

Kayma gerilmeleri, uygulanan kuvvetlerin cismin bir parçasının komsu parçalara nazaran kayma eğiliminde olması halinde ortaya çıkar. Çatal uçlu birlesimdeki pim, eksenine dik doğrultudaki kesme kuvvetinin etkisiyle b-b ve cc kesitlerinden ayrılmaya karsı koymaktadır. Pimin bütünü dengede olduğuna göre ayrılma yüzeylerinin her birinde P/2 kesme kuvvetleri olusmaktadır. Kayma gerilmelerinin uygulanan kuvvete paralel düzlemlerde olusması halinde direkt kesme hali denir.

Süreksizlik Gerilmeleri - Nedir?

Silindirik kapların uçlarındaki kapak kısımlarında kesme kuvvetleriyle eğilme momentleri ortaya çıkar. Kesme kuvveti ile Eğilme momentinden kaynaklanan bu gerilmelere süreksizlik gerilmeleri adı verilir.

Sünme - Nedir?

Bazı durumlarda malzeme, üzerindeki yük sabit olduğu halde sekil değistirmeye devam eder. Zamanla oluşan bu şekil değişimine sünme adı verilir.

Cehalet Katsayısı - Nedir?

Yapıların tasarım ve analizinde karşılaşılan çevresel etkiler, kullanım yükleri, malzeme özellikleri gibi çeşitli belirsizliklere karşı uygun bir güvenlik katsayısı seçilmesi önemlidir. Belirsizlik doğuran alanların basında gerilme ve şekil değiştirme kabulleri gelmektedir. Yapının imalatında ve kullanımı sırasında oluşacak gerilmeler kesin olarak bilinmediğinden güvenlik katsayısına bazen cehalet katsayısı adı verilir.

Gevşeme - Nedir?

Şekil değiştirmenin sabit olduğu hallerde gerilmedeki azalmaya gevşeme denir.

Teğet Modülü - Nedir?

Orantı limiti üstündeki noktalardaki diyagram eğimine teğet modülü (Et) adı verilir

Elastisite - Nedir?

Yüklerin kaldırılması ile ilk şekillerine geri dönme özeliğidir. Yüklemenin büyüklüğüne bağlı bir özelliktir.

Plastisite - Nedir?

Plastisite : İlk şekle dönüş olmayan malzemelere has bir özelliktir.

Süneklik - Nedir?

Kırılmadan önce büyük şekil değistirme yapabilme özelliği.

Örnek: çelik, çesitli alaşımlar, naylon

Gevreklik - Nedir?

Kırılmadan önce çok az deformasyon yapma özelliğidir.

Örnek: Dökme demir, beton

Kompozit Malzeme - Nedir?

İki veya daha fazla sayıda malzemeden oluşan bünyeye denir. (Çelik lifli cam, polimerler) Matris adı verilen bağlayıcı içinde yüksek dayanımlı malzemenin katılmasından olusur. Homojen malzemelere göre daha yüksek dayanım/öz ağırlığa sahiptir.

Yorulma - Nedir?

Yapı elemanlarının göçme gerilmesinden oldukça küçük gerilme düzeylerine binlerce defa yüklenmesi halinde kırılmasına yorulma adı verilir.

Yorulma çatlağının genellikle gerilmenin yoğunlaştığı bölgelerdeki iç yapı kusurlarından/çatlaklarından başladığı, yüzey kalitesi, kimyasal yapı ve iç yapı kusurlarıyla ilgili olduğu söylenebilir.

Asal Gerilme - Nedir?

Kayma gerilmesinin sıfır olduğu düzlemlerdeki en büyük ve en küçük normal gerilmelere ASAL gerilmeler adı verilir.

Kayma Diyagonali - Nedir?

Gerilme etkisindeki bir elemanda en büyük kayma gerilmelerini gösteren okların bulustuğu köseleri birleştiren diyagonale KAYMA DİYAGONALİ denir.

Bu diyagonal maksimum asal gerilme doğrultusundadır. Ayrıca en büyük asal gerilme, en büyük kayma gerilmesinin yönünün belirlenmesinde de kullanılabilir.

Wheatstone Köprüsü - Nedir?

Yük etkisi altında söz konusu yüzeyde şekil değişimi olduğunda tel ızgara yüzeyle birlikte uzar yada kısalır. Bu boy değisimi ölçerin elektriksel direncinde değişime yol açar. Ölçerin uçlarına bağlanan bir akım köprüsü elektrik direncindeki değisimi uzunluk değisimine dönüştürür. Bu amaçla kullanılan akım köprüsüne Wheatstone köprüsü adı verilir.

Kırmızı Kot - Nedir?

Ham yollarda, hazırlanan ve onaylanan yol profiline göre, bitmiş yolun kaplama üst kotudur.

Drenaj - Nedir?

Yar altı, yüzey ve sızıntı sularıyla kar ve buzun erimesinden oluşan sulardan binayı korumak amacıyla yapılır.

Tretuvar - Nedir?

Binasyı suya karşı korumak amacıyla bina çevresinde ~1mt genişliğinde yapılan yaya kaldırımıdır.

Cam Yünü - Nedir?

Kullanım yeri ve amacına göre farklı boyut ve yoğunlukta değişik kaplama malzelerİ ile şilte, levha, boru ve dökme şeklinde üretilebilmektedir. Isı yalıtımı, ses yalıtımı ve akustik düzenleme sağlamaktadır. Sıcağa ve rutubete maruz kalması halinde dahi, boyutlarında bir değişme olmaz. Zamanla bozulmaz, çürümez, küf tutmaz, korozyon ve paslanma yapmaz, böcekler ve mikroorganizmalar tarafından tahrip edilmez.

Ergitilmiş camdan elde edilen ısı ve ses izolasyonunda kullanılan, bükülebilir, ateşe dayanıklı cam lifleridir.

Likit - Nedir?

Sıvı Malzemeler kuruduğu zaman, çok elastik, geçirimsiz, sağlam bir kaplamaya dönüşen uzun ömürlü sıvı malzemeler; beton yüzeylerin zemin rutubetinden etkilenmesini önlemek için kullanılır. Binanızın ömrünü uzatır ve inşaat kalitesini arttırır

• Likit Membranlar (TS. 113-04.611) Modifiye bitüm ve solvent esaslı tek kompenantlı bitüm solisyonudur. Sürüldükten sonra solventin buharlaşmasıyla beton üzerinde elastik bir film tabakası oluşturan, çatı ve dere istinat duvarları, ıslak hacimlerde kullanılan pozitif izolasyon malzemeleridir.
Kullanım alanları: Zemin nemi ve sızıntılara karşı temellerde, istinat ve perde duvarlarında, galeri, drenaj ve temel kazıklarında, teras çatılarda, balkonlarda, su kanalları ve gizli derelerde, havuzların suya ve rutubete karşı izolasyonunda kullanılır.

Damlalık - Nedir?

kacağın sularını tekneye akıtan oluklu bölüm.
Bir yapıda çörtenleri damlalık ve dam oluklarını taşıyan yan duvar.
Bir sıvıyı damla damla akıtmak için bir ucuna kauçuktan yapılmış başlık geçirilmiş, öbür ucu sivri, cam veya plastikten araç.

Rögar - Nedir?

Kanalizasyon veya diğer su giderleri için belli aralılarla açılan, genellikle içinde gelen veya giden akıntının yönünü değiştiren ya da kotunu ani düşüş/çıkış yapmasını sağlayan, çoğunlukla silindirik veya dikdörtgen olarak açılan ve tıkanmalar sırasında müdahale edebilecek olduğumuz yeraltı boşluklarına rögar, bunların üzerlerine tehlikelere karşı kapatılan cisimlere de rögar kapağı denir.

Vidanjör - Nedir?

Kanal temizleme aracı, yeni sistem araçlarda yapılan temizliğin kamera ile izlenmesi ve video kaydı da yapılabilir.
Araç sayesinde her türlü tıkanıklığın kısa sürede giderilerek temizlik yapılır.
Kum, çamur birikintileri,ağaç kökleri ve tüm tıkayıcı atıklar su ve vakum gücüyle temizlenir.

Bina Derinliği - Nedir?

Binanın ön cephe hattı ile arka cephe hattının en uzak noktası arasındaki dik hattın uzaklığıdır.

Saçak Seviyesi - Nedir?

Binanın son kat, tavan döşemesinin üst kotudur.

Rıht - Nedir?

İki Basamak arasındaki dik yüzeye rıht denir.

Basamak - Nedir?

Basamak, merdivende ayağın bastığı yüzeydir.

Merdiven Kolu - Nedir?

Aynı doğrultudaki en az üç basamaktan oluşan merdiven boyuna, merdiven kolu denir.

Merdiven Yüksekliği - Nedir?

Çıkılması gereken yüksekliktir.

Merdiven yüksekliği, binalarda kat yüksekliği; yani döşeme üzerinden döşeme üzerine olan yüksekliktir.

Merdiven Kovası - Nedir?

Planda, birbirinin yanından geçen iki merdiven kolu arasındaki boşluğa denir.

Limonluk - Nedir?

Merdiven boşluğu tarafında, basamağın üst ve ön kısmında yapılan çıkıntıya limonluk denir.

Ayağın merdiven boşluğuna kaymaması ve merdiven temizlenmesi sırasında su vb.’nin yanlardan aşağıya dükülmemesi için yapılır. Genellikle taş mermer mozaik vb. kagir merdivenlerde uygulanır.

Çıkış Hattı - Nedir?

Üzerinde en çok yürünen doğrultudur. Merdiven çıkış hattı, düz merdivenlerle, genişliği 10cm’den az olan balanslı merdivenlerde, merdiven genişliğinin tam ortasından geçirilir.

Merdiven resminin çiziminde, çıkış hattının ilk rıht ile kesiştirği yere başlangıç işareti, son rıht ile kesiştiği yere ise çıkış yönünü ve sonunu belirten ok işareti konulur.
Çıkış hattının üzerinde de, her kol için ayrı ayrı olmak üzere:
rıht sayısı x rıht yüksekliği / basamak genişliği yazılır.

Korkuluk ve Küpeşte - Nedir?

Merdiven boşluğu tarafına, düşmemek/emniyet için merdiven malzemesiyle de uyumlu olarak ahşap, metal çubuk, arme cam, mermer vb. gereçlerle korkuluk yapılır.

Korkuluğun üzerine, elle tutularak rahat bir iniş/çıkış için, yüksekliği basamak ucundan 90 cm kadar olacak şekilde küpeşte oturtulur.

3 Ağustos 2008 Pazar

Betonarme Güçlendirme yöntemleri

Güçlendirme kararının verilmesi

Yığma binaların mevcut durumu taşıyıcı sistem duvar rölövesi çıkartılarak belirlenecektir. Bu rölöveye varsa binadaki hasarın düzeyi, taşıyıcı duvarlarındaki çatlak genişliği ve duvarın düşeyden ayrılma miktarı işlenecektir. Deprem Yönetmeliği(1998)’nde tanımlanan deprem kuvvetlerinin karşılanmasının kontrolünde, taşıyıcı duvarlara duyulan güven oranında, deprem yükleri en fazla %25 oranında azaltılarak hesaba katılabilir. Taşıyıcı duvarların malzeme ve harç kalitesi, duvarların katlar arası üst üstte bulunması durumu bu azaltmada göz önüne alınacaktır. Deprem yüklerinin taşınmasında mevcut sistemde eğer belirsizlikler varsa, mevcut sistemin kapasitesi 0.85 katsayısı ile azaltılabilir.

Yığma taşıyıcı duvarlarda genişliği 2mm den 25mm ye kadar olan çatlaklar orta hasar göstergesi olup, güçlendirme sebebi olarak kabul edilebilir. Çatlak genişliği 25mm den büyük, ya da kalıcı ötelenme oranı (duvar düzleminin düşeyden ayrılması) 1/100 den daha çok ise duvar ağır hasarlı addedilerek yenilenmelidir.

2.2.2. Güçlendirme yöntemleri

Güçlendirmenin yeterliği, kat kesme kuvvetinden duvarlarda oluşan kayma gerilmelerinin ilgili malzemenin sınır değerleri ile kontrolü şeklinde yapılır. Yeterli güvenlik yığma binalarda kat azaltılması yoluyla sağlanabildiği gibi, duvarlar yenilenerek, kalınlıkları arttırılarak ve boşlukları azaltılarak da temin edilebilir. Güçlendirme duvar yüzlerine yerleştirilmiş olan hasır donatılar yaklaşık en az 5cm kalınlıklı beton tabaka eklenerek de yapılabilir. Hasır donatıların temele ve kat hatıllarına bağlanması gerekir.

Bina, Deprem Yönetmeliği (1998)’ndeki yatay kuvveti karşılayacak düzeyde güçlendirilecektir. Burada güçlendirme mevcut duvar alanlarına her bir doğrultuda söz konusu doğrultudaki yatay kesme kuvvetini karşılayacak değerde alan eklenmesi ve eklentinin mevcut duvarlarla bütünleşmesinin sağlanması olarak kabul edilecektir. Deprem kuvvetlerinin en az %25’inin çelik hasır ve beton duvarlarla karşılanması durumunda deprem yükü azaltma katsayısı %50 oranında artırılabilir. Böyle güçlendirilmiş bir mevcut binada deprem kuvvetlerinin taşınması esas olup, Deprem Yönetmeliği (1998)’nde verilen kat sınırlanması ve diğer konstrüktif kurallar göz ardı edilebilir.

Daha güvenilir değerler mevcut değilse, güç tükenme kayma gerilmeleri olarak ;

kerpiç ve briket blok duvarlar için tu = 50kN/m2
tuğla ve taş duvarlar için tu = 200kN/m2
beton bodrum duvarları tu = 750kN/m2

Betonarme Yığma binaya benzer güçlendirme

Yığma binaya benzer güçlendirme

Zemin üstü dört veya daha az katlı ve önem katsayısı I = 1 olan binalarda, betonarme perdeler yerine duvarlar kaldırılmaksızın ara duvarlara donatı ve beton tabaka eklenerek güçlendirme yapılabilir. Betonarme perde veya duvara hasır donatılı beton tabaka eklenmesi seçeneklerine maliyet karşılaştırılmasından sonra karar verilebilir. Güçlendirmenin yeterliği yığma binalar için verilen kurallar kullanılarak gösterilecek ve konu ile ilgili olan konstrüktif esaslara uyulacaktır.

2. Yığma binaların onarım ve güçlendirilmesi

2.1. Yığma binaların onarımı

Taşıyıcı duvarların onarımında amaç, hasar gören bir sistemin daha önceki duruma getirilmesi olup, herhangi bir hesaba gerek yoktur. Aşağıda 2.2.1. maddede tarif edilen düzeyin altında hasar görmüş olan duvarlar onarılırken hasar düzeyi daha yüksek olanlar (ağır hasarlı olan duvarlar) yenilenecektir.

Betonarme Kuvvet aktarımı

Kuvvet aktarımı

Güçlendirme perdelerinin uç donatılarının ve mantolanan kolonların ana donatılarının katlar arası sürekliliği mutlaka sağlanacaktır. Taşıyıcı sistemin mevcut elemanları ile eklenen yeni elemanlar arasında kuvvet aktarılması da temin edilecektir. Bunun için aşağıda yöntemler kullanılabilir:

a. Mevcut beton ile yeni beton ara yüzeyinde bütünleşmeyi sağlayan özel kimyasal malzeme kullanılması,
b. Mevcut ve eklenen elemana ait donatıların birbirlerine kaynak, kanca ve başka yöntemlerle bağlanması,
c. Betondan betona kesme kuvveti aktarımında mevcut betonda dişler açılması veya yüzey pürüzlülüğünün sağlanması, filiz donatıları yerleştirilmesi.

Perde filiz donatılarının çerçeve elemanlarına gömülme boyu en az 15f, filiz için açılan delik çapı filiz çapından 4mm den büyük olacaktır. Filizler perde içine en az 35f kadar uzatılmalıdır. Filiz çubuklarının aralığı 25-40cm arasında seçilmelidir. Kolonlara gömülen dikiş donatısının yatayla eğimi epoksinin dışarı akmasını önleyecek değerde (örneğin yatayla ~10O açılı) olmalıdır. Dübel çakma işleminden önce silindirik tel fırça ile delik iyice temizlenmeli, tozlar ve kırıntılar vakum ile dışarıya alınmalıdır.

Kolonun iyice pürüzlendirilmesi ve mantonun dört tarafından yapılması durumunda kayma gerilmesi aktarıcı filiz çubukları konulmayabilir. Perde veya manto betonu dökülürken üstte kiriş altında 5~10cm lik boşluk bırakılarak bu kısım rötresiz harç ile doldurulacaktır.

Mevcut temellerin yetersiz olduğu durumlarda, temeller eklerle büyütülecek, temellerin mevcut ve yeni bölümleri arasında bağlantıyı sağlayacak biçimde yeterli çap ve aralıkta filiz donatıları kullanılacaktır. Ek olarak konulan betonarme perde etkilerinin uygun temellerle güvenli bir şekilde zemine iletildiği gösterilecektir. Mevcut temel ile yeni temelin bağlantısı filiz donatılarla yapılacaktır. Filiz donatıları için temelde açılacak deliğin derinliği en az 20f olacak ve bu filizler perde içine en az 60f uzatılacaktır.

Betonarme Güçlendirme ayrıntıları ve güçlendirmenin minimum koşulları

Güçlendirme ayrıntıları ve güçlendirmenin minimum koşulları

Güçlendirme, taşıyıcı sistemde ek perde öngörülmesi, kolonların mantolanması, kirişlerin ve temelin güçlendirilmesi olarak yapılabilir. Zemin seviyesinden itibaren üç veya daha az katlı ve önem katsayısı I = 1 olan binalarda, deprem yükünün karşılandığının gösterilmesi koşuluyla, sadece kolon mantolanması ile güçlendirme yapılabilir. Dört katlı ve daha yüksek binalarda perde eklenmesi ile güçlendirme yapılması uygundur. Perde alanları hesapla belirlenebilir. Bu amaçla yapılacak bir hesapta herhangi bir azaltılma yapılamadan Deprem Yönetmeliği (1998)’nde verilen deprem yükleri göz önüne alınarak konulan perdelerin her iki doğrultuda toplam devrilme momentinin en az %70 ini taşıdığı gösterilecektir. Güçlendirilecek binada eklenen perdeler yüksek süneklikte olacaktır. Güçlendirilmiş taşıyıcı sistemde deprem yükü azaltma katsayısı süneklik düzeyi normal ve yüksek olan sistemlere ait katsayı arasında seçilecektir (bu değer 5 ila 6 arasında seçilebilir). Bu seçimde; eklenen perdenin durumu, taşıyıcı sistemin düzenlilik durumu, beton kalitesi, kolon ve kirişlerdeki etriye durumu göz önüne alınacaktır.

Mevcut kolonların yalnızca düşey yükleri yeterli güvenlikte taşımaları yeterlidir. Bu değer TS500’ de ön görülen değer olarak alınabilir (Nrmaks = 0.6 fck Ac). Düşey yüklerini yeterli güvenlikle taşıyamayan kolonlar yalnızca düşey yükleri taşımada yetersiz oldukları katlarda, çelik veya betonarme mantolama yoluyla güçlendirilebilir. Yerel olarak ağır hasarlı olan kolonlar da mantolanmalıdır. Mantolama işleminde plandaki simetri korunmalıdır. Manto kalınlığı 12cm den az yapılmamalı, mantoya en az alanının %1’i oranında ve betonun işlenmesine izin verecek çapta boyuna donatı konulmalı, yönetmelikte öngörülen miktar ve sıklıkta etriye yerleştirilmelidir. Betonun yerleşimi düşünülerek kalınlığı 15cm ve daha az olan mantolamalarda dışta tek etriye konulması uygun olur. Mantolanan kolonlarda manto donatısının yeterli miktarının, özellikle köşe donatılarının, kattan kata geçişi sağlanmalı, manto ilgili kattan temele kadar inmeli ve manto donatılarının temele kenetlenmesi sağlanmalıdır.

Malzeme dayanımlarının belirlenmesinde yeteri kadar karot alınmış ise, mevcut elemanların tahkikinde, karakteristik beton basınç dayanımlarından hesap dayanımlarına geçişte malzeme güvenliğine ait katsayı (gmc ) için 1.5 yerine daha küçük bir değer (»1.25 ) alınabilir.

Yeni perdeler, mevcut çerçeveler içine, ve en az bir kolona komşu olacak şekilde yerleştirilecektir. Mevcut beton dayanımlarının yeterli görülmesi halinde (³ C16) mevcut kolon ile yeni perdenin bütünleşmesi dikiş donatıları ile sağlanarak, kolon donatısı perde başlık donatısına dahil edilebilir. Aksi halde perdeye komşu kolonun mantolanması gerekir.

Perde uç kuvvetlerinin katlar arası geçişi için gerekli donatı düzeni yapılacaktır. Perde gövde donatısının sürekliliği, kolonu ve kirişi geçen veya delen tek sıra, kolonlarda ve kirişlerde minimum f16/300mm donatı ile sağlanacaktır. Perdede her iki yüzde ve her iki doğrultuda minimum f10/200mm gövde donatısı bulunacaktır. Perde uç bölgesinde perde kritik yüksekliği boyunca en az f10/100mm ve diğer katlarda en az f10/200mm etriye yerleştirilecektir.

Güçlendirilmiş binada, mevcut kolon ve kiriş gibi mevcut taşıyıcı sistem elemanlarının kontrolünde, aşağıda verilen koşulların sağlanmaması durumunda kolon ve kirişlerin güçlendirilmesi gerekecektir:

As (gerekli) < (1.20~1.33)´As (mevcut) (kolon-donatı biliniyorsa)
As (gerekli) < (0.012~0.015)´Ac (mevcut) (kolon - donatı bilinmiyorsa)
As (gerekli) < (1.00 ~ 1.25) ´ As (mevcut) (kiriş - donatı biliniyorsa)
As (gerekli) < (0.015 ~ 0.020) ´ Ac (mevcut) (kiriş - donatı bilinmiyorsa)

Burada; Ac , eleman en kesit alanı; As , kolonlarda toplam donatı alanı ve kirişlerde açıklık ve ortalama mesnet çekme donatılarının toplamıdır. Hesaplarda mevcut elemanlar ile yeni elemanların elastisite modüllerinin farklılığı göz önüne alınacaktır.

Taşıyıcı sistem çizimleri mevcut olan veya taşıyıcı sistem rölövesi hazırlanan, önem katsayısı I = 1 olan altı ve daha az katlı binalarda, düzgün çerçeve oluşumu ve yeterli beton kalitesi ve donatı düzeni başta olmak üzere taşıyıcı sistemin uygun düzeyde olduğu kabul edilirse, eklenecek perde alanı ve yeri yaklaşık hesaplarla da tespit edilebilir. Bu durumda her bir doğrultuda en az iki perde, mümkün mertebe simetri sağlayacak ve burulma oluşturmayacak şekilde bütün katlarda azaltılmadan yerleştirilecektir. Böyle bir yaklaşık hesapta ortalama kat yükü için 12 kN/m2, bina periyodu için yönetmelikte verilen yaklaşık bağıntılar kullanılabilir. Bu yaklaşık hesapta taşıyıcı sistem davranış katsayısı olarak yönetmelikte süneklik düzeyi normal yapılar için öngörülen değer kabul edilecektir. Hasarlı ve kritik olanlar dışında taşıyıcı sistem elemanları için ayrıca bir kontrol yapılmayabilir. Güçlendirme perdeleri mevcut bölme duvarlarının yerine konulabileceği gibi hemen onlara yapışık olarak bir veya iki taraflı olarak da yerleştirilebilir.

Betonarme Güçlendirme kararının verilmesi

Güçlendirme kararının verilmesi

Bina ile ilgili mevcut durumu belirlemeye ilişkin işlemlerin (mevcut durumun proje ile uyumu, gerekirse taşıyıcı sistem rölövesinin hazırlanması, yapı malzemesine ait tespitler ve geoteknik inceleme) yapılmasını takiben, mevcut taşıyıcı sistemin çözümlemesi yapılarak seçilecek güçlendirme düzeyi belirlenmelidir.

Binanın taşıyıcı sisteminin durumu, hasarı ve varsa deprem hesabı incelenmelidir. Bu incelemede binanın köşe ve kenar kolonları ve her iki doğrultudaki yatay yük taşıyan çerçeve sayısı özel olarak gözden geçirilmelidir. Taşıyıcı sistemin depremde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ölçütlerine göre orta hasar görmüş olması veya mevcut sistemde yüklerin iletilmesinde açıkça belirlenen önemli bir eksiklik (taşıyıcı sistem elemanlarından birinin kaldırılması) güçlendirme kararının verilmesi için yeterli olabilir. Ayrıca, beton kalitesi proje değerlerinin altında olup kabul edilebilir sınırlardan da düşük ise, veya bina projesinde tasarlanandan daha fazla katlı yapılmış ise, taşıyıcı sistemin güçlendirilmesi gerekir.

Deprem Yönetmeliği (1998) nde tanımlanan deprem kuvvetlerinin karşılanması ve bu yükler altında kesitlerin ve donatılarının yeterliliğinin kontrolünde esnasında taşıyıcı sisteme duyulan güven oranında, öngörülen deprem yükleri en fazla %25 oranında azaltılarak, hesap edildiği tarihte geçerli yüklerden az olmamak koşulu ile, hesaba katılabilir. Aksine, deprem yüklerinin taşınmasında mevcut sistemde belirsizlikler varsa, mevcut taşıyıcı sistemin kapasitesi 0.85 katsayısı ile azaltılabilir.

Taşıyıcı sistemin durumuna ve kabul edilebilecek süneklik düzeyine bağlı olarak yapılacak kontrollerde, kirişlerde mesnet ve açıklık kesitlerinin aralarında yardımlaşmaları ile aynı katta bulunan kolonların yardımlaşmaları (denge koşulu korunarak momentlerin kesitler veya elemanlar arasında aktarılması) hususları da göz önüne alınabilir. Bu kontrol sırasında, taşıyıcı sistemin düzenlilik durumu, beton kalitesi, kolon ve kirişlerdeki etriye durumu göz önüne alınarak, deprem yükü azaltma katsayısı süneklik düzeyi normal ve yüksek olan sistemlere ait katsayılar arasında seçilebilir. Süneklik düzeyi yüksek duruma karşı gelen davranış katsayısının seçilebilmesi için Deprem Yönetmeliği (1998)’deki koşulların tamamen sağlanması gerekir. Güçlendirilen binaya ilişkin güçlendirme esasları ile ilgili bir değerlendirme raporunun verilir.

Güçlendirme maliyetinin binanın yeniden yapılması bedelinin önemli bir oranını (örneğin %40) geçmesi durumunda, önemli güçlendirme gerektiren ve ekonomik ömrünün önemli bir kısmını tamamlamış (1970 yılından önce yapılmış binalar) olan ve herhangi bir tarihi değeri veya prestiji olmayan binalar ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ölçütlerine göre ağır hasarlı sınıfa giren binalar için yıkım kararı verilebilir.

Betonarme Betonarme binaların onarımı

Betonarme binaların onarımı

Taşıyıcı sistemin onarımında amaç hasar gören bir sistemin daha önceki duruma getirilmesi olup, herhangi bir taşıyıcı sistem çözümlemesine gerek yoktur. Yapıda mevcut olan donatının paslanması, beton kesiti azalması gibi hasarların giderilmesi onarım kapsamına girer. Yaygın olarak rastlanan donatı korozyonu ve beton dökülmesi hasarının daha büyümemesi için onarılması gerekir. Bunun için, önce donatı civarındaki gevşek parçalar uzaklaştırılır. Pas; tercihen kumlama yapılarak (klor içermeyen kum ile) veya sert fırça ile temizlenmelidir. Gerekirse, önemli kesit kaybı söz konusu ise, donatı eklenir. Daha sonra bu bölge hafif sulanır, su çekilince ve ıslaklık varken lateks esaslı bir bulamaç (çimento+polimer+paslanmayı durdurucu katkı) fırça ile yüzeye sürülerek uygulanır. Bulamaç uygulandıktan hemen sonra hiç beklemeden tamir harcı tercihen püskürtme yolu ile uygulanır ve boşluklar doldurulur (tamir harcı rötre yapmayan bir harçtır). Daha sonra tamir harcı ile yüzey düzeltilir ve geçirimsizliği sağlamak için akrilik bir yüzey koruyucu kimyasal çözelti tekrar yüzeye uygulanır.

Aşağıda 1.2.3 maddede güçlendirmede kuvvet aktarımı için verilen esaslar onarım için de geçerlidir.

Beton Onarimi Önemli hususlar

Önemli hususlar
Sonuç olarak, başarılı bir onarım için göz önünde bulundurulması gerekli hususlar aşağıda belirtilmiştir.
1. Herhangi bir olağandışı oluşum hemen rapor edilmelidir.
2. Bir önlem almadan önce gerekli izin alınmalıdır.
3. Onarıma başlamadan neyin yanlış olduğu belirlenmelidir.
4. Gerekli tüm malzeme ve ekipman bulundurulmalıdır.
5. Gayretli ve dikkatli çalışılmalıdır.
6. Estetik görünüş göz önünde bulundurulmalı ve onarım veya düzeltme yöntemi buna göre ayarlanmalıdır.
7. Onarımın bakımı unutulmamalıdır.
8. Onarım için deneyimli ve uzman ekip seçilmelidir

Beton Onarimi Çatlakların onarımı

Çatlakların onarımı
Çatlaklar durmuş ise onarılabilir. Çatlak onarımı kendi başına bir olay değildir. Çatlak etkiyen bir kuvvetin ya da bir dayanım yetersizliğinin ifadesidir. Çatlağa yol açan etki ortadan kaldırıldıktan sonra çatlak onarımı yapılmalıdır.
Öte yandan genellikle durmuş çatlak yoktur. Bütün çatlaklar açılır ve kapanır. Çatlakların genleşebilen strofor gibi esnek malzeme ile doldurulması oynamayı önleyebilir. Ancak bu malzemenin üzerine konulan sıva bu harekete uymayabilir. Dolgu ve örtü için çekomastik gibi daha elastik bir malzeme uygun olacaktır. ancak çatlakların dikilmesi başka yerlerde yeni çatlakların oluşmasına engel olmayabilir.
1- Epoksi reçineleri: Epoksi reçineleri yapıştırma özellikleri çok iyi olan sentetik reçinelerdir. Suya, aside ve alkaliye dirençleri çok iyidir. Zamanla özelliklerini yitirmezler. Çatlağa doldurulmuş epoksi yapıştırıcısı, çatlağın yarattığı süreksizlik ortamını sürekli duruma dönüştürür. Çatlağın her iki yüzünü çatlak boyunca sürekli olarak birbirlerine bağlar ve gerilme birikimlerini önler.
Epoksi ile onarım yöntemleri:
a) Epoksi enjeksiyon yöntemi 0.2-0.3 mm genişliğindeki çatlakların onarımı için uygundur. Epoksi reçinesi donatı ile beton arasında açılmaları doldurarak donatı ile beton arasındaki aderansı arttırmaktadır.
b) Epoksi harcı ile doldurma ezilmiş ve paralanmış ve de dökülmüş betonları doldurmak için kullanılır. Epoksinin içine çok ince arega katılarak bir tür 'beton' elde edilir ve tahrip edilmiş betonun yerine konulmaktadır.
Epoksi ile onarımda taşıma gücü artışı: Epoksi doldurulmuş çatlak ara yüzeyinde oldukça yüksek bir çekme dayanımı sağlanmaktadır.
2- Çimento şerbeti: Çimento standartı (TS-24)'e göre çimento tanelerinin yüzde 95'i 200 ile 325 nolu eleklerden geçmelidir. Çimento şerbetinin 0.1 mm. ve daha büyük çatlaklara girebilmesi olanaklı görünmemektedir. Ancak kılcal çatlaklara çimento şerbeti ancak basınç altında doldurulmalıdır.
Çimento enjeksiyonu: Çimento enjeksiyonu özellikle taşıma gücü zayıf olan moloz taş duvarlarda düşük basınçlar altında uygulanır.
3- Mekanik bağlayıcılar: Çatlakların epoksi reçinesi, çimento şerbeti ya da harçla onarımı genellikle artık genişlemeyen durmuş çatlakların doldurulması amacıyla yapılmaktadır. Çatlakta genişleme sürüyorsa çatlağın mekanik bağlayıcılarla dikilmesi gerekir.

Beton Onarimi Çatlaklar

Çatlaklar
Çatlaklar her zaman kontrol mekanizmasına bildirilmelidir. Küçük ölçekteki çatlaklar kaçınılmazdır ve genellikle kabul edilebilirler. Bazı durumlarda ise, çatlaklar başka etkenlerin yanlış olduğunun göstergesidir ve derhal müdahale gerektirebilir. Paspayı bölgesindeki betonun ana işlevi donatı paslanmasını önlemek olduğundan döşemelerdeki çoğu çatlak çimento şerbeti veya polimerle doldurulabilir. Ayrıca, yüzeye bir de kaplama gelecekse bu uygulama hiç bir sorun yaratmaz. Kaplama çatlağı saklamakla kalmaz ayrıca ekstra bir koruma da sağlar.
Bu yöntemle kapatılması mümkün olmayan çatlaklar (perdelerdeki çatlaklar gibi) başka metodlarla onarılmalıdır. Öncelikle çatlağın ilerleyen nitelikte olup olmadığı ve seçilen yöntemin uygunluğu saptanmalı ve uygulama için izin alınmalıdır. İlerleyen bir çatlak esnek bir derz oluşturulması zorunluluğunu ortaya çıkarır. Durağan çatlaklar ise reçine ile doldurulabilir. Bu onarımda kullanılabilecek yöntemlerle ilgili bilgiler malzeme üreticilerinden sağlanabilir.

Beton Onarimi İyi bir onarım için

İyi bir onarım için
1.) Zayıf ve hasarlı beton kaldırılır. Donatıdaki pas temizlenir.
2.) Donatı yüzeyi paslanmaya karşı epoksi ya da başka bir malzeme ile kaplanır.
3.) Nemlendirilmiş eski beton yüzeyine çimentolu bağlayıcı bir önyüzey yapılır.
4.) Çatlaklar tamir harcı ile doldurulur. Harçta yüksek dayanım için plastik fiberler kullanılabilir.
5.) Homojen ve düzgün bir yüzey sağlanır ve ince bir sıva tabakası yapılır.
6.) Boya yapılarak betonun görünüşü uygun hale getirilir.

Beton Onarimi Büyük hava boşluklarının onarımı

Büyük hava boşluklarının onarımı
Büyük hava boşlukları normal olarak doldurma suretiyle onarılır. Ancak, bu işlem hem renk hem de yüzey pürüzlülüğü bakımından farklılıklar yaratabileceğinden hatalı alandan daha geniş yüzeylerin ele alınması estetik kaygılardan dolayı gerekebilir. Bu yöntem sık kullanılmakla birlikte fazla yaygın değildir. Uygun bir beton dökümü bunun gerekliliğini zaten ortadan kaldırır.
Doldurma işleminde başarılı olunabilmesi uygulamanın erken yapılmasına ve betonun taze olmasına bağlıdır. Diğer onarımlarda olduğu gibi, uygulama kalıpların sökülmesinden hemen sonra yapılmalıdır. Hatta beton döküldükten sonra ki bir gün içinde bu uygulama yapılabilirse, henüz betonda aktif çimento miktarı yüksek olacağından, uygulanan malzemenin kimyasal olarak bağlanması mümkün olacaktır. Uygulama öncesinde yüzeyin bir zımpara taşıyla pürüzlendirilmesi başka boşlukların da ortaya çıkması bakımından yarar sağlar. Ayrıca, beton yüzeyinin bir miktar ufalanması hidrate olmamış çimento tanelerinin açığa çıkmasına olanak sağlar. Uygulanacak malzemenin, ilave su vermeyi gerektirmeyecek kadar küçük miktarlarda hazırlanması yararlıdır. Bilindiği gibi ilave su, dayanım düşmesine neden olur.
Bu işlemde kullanılan karışım, normal olarak, çimento ve ince kumun 1:4 oranındaki bileşimine oldukça katı bir karışım elde edilecek kadar su katılarak hazırlanır. Su miktarı karışımın elde sıkıldığında yapışık halde kalacağı ancak avuçtan su ve çimento hamurunun kaçmayacağı miktarda olmalıdır.
Uygulama yapılırken karışım bir kanaviçe parçasının üstüne konur ve uygulanacak yüzeye dairesel hareketlerle sürülür. Boşluklar dolduktan sonra üzerlerine bir miktar çimento serpilir. Daha sonra tüm yüzey, peteklenmiş betonların onarımı bahsindeki son paragrafta belirtilen şekilde düzeltilir.

Beton Onarimi Yapısal onarımlar

Yapısal onarımlar
Peteklenmenin derin olduğu veya tüm kesitte görüldüğü durumlarda o bölgedeki betonun çıkarılıp yeniden dökülmesi gerekebilir. Bu işleme başlamadan önce kolon veya onarım bölgesinin üst kısmı uygun bir destekle askıya alınmalıdır. Daha sonra hatalı bölge sağlam betona gelene kadar kırılarak çıkartılır. Bu onarımlarda kalıp kaçınılmazdır. Ancak, betonun yerleştirilebilmesi için kalıpta cep şeklinde açıklıklar bırakılmalıdır. Kalıp yüzeylerinin orijinal betonda kullanılanla aynı olmasına özen gösterilmelidir.
Onarım için kullanılan beton karışımı orijinal betonla aynı olabilir. Ancak, hatanın kaynaklanış sebebi beton karışım oranları ile ilgiliyse, değiştirilmelidir. Yeni beton alışılmış yöntemlerle sıkıştırılabilir. Ancak vibratör ucunun daha ince olması gerekebilir. Ayrıca, lastik başlıklı bir pnömatik çekiçle de dıştan vibrasyon gerekebilir. Son doldurma esnasında malzemenin bütün boşlukları doldurup doldurmadığına ve üst kısımla arada boşluk kalmamasına özen gösterilmelidir. Yapısal onarımlarda eski betonla yeni beton arasında kalması muhtemel boşluklar epoksi enjeksiyonu ile doldurulmalıdır. Kalıp ertesi gün sökülebilir. Çıkıntılar dikkatlice keskiyle alınır. Daha sonra daha önce anlatılan peteklenme onarımındaki işlemler aynen uygulanır.

Beton Onarimi Agregası görünür yüzeyli betonun onarımı

Agregası görünür yüzeyli betonun onarımı
Bu tür betonlar için kullanılan onarım teknikleri diğer hatalar için de kullanılabilir ve özünde yüzeydeki eksik veya kaybolmuş harcın yerine konmasından ibarettir. Bu bölgedeki gevşek malzeme çekiç, murç ve keski ile onarım harcının tüm bölgeye yeterli şekilde dolmasını sağlayacak biçimde, temizlenip atılmalıdır. Daha sonra bölgedeki tozlar fırça ile temizlenmelidir (bu işin kompresörle yapılması doğru değildir. Kompresörden hava ile birlikte gelebilecek yağ, aderansı zayıflatabilir). Beton nispeten yaş olacağından suyla temizleme gerekmeyebilir (yaşlı betonlarda bu da gereklidir).
Başlangıçta eski betonla onarım harcı arasındaki renk uyumunu sağlamak için bir iki deneme gerekebilir. Ancak, çimento ve kalker fillerin 1'e 2 kombinasyonu uygun olabilir. Bu karışımda çimentonun yarısı beyaz yarısı da normal portland çimentosu olmalıdır. Kuru malzemeler teknede karıştırılıp ortasında su için bir çukur açılır.
Kimyasal katkıları da ihtiva eden karışım suyu kuru karışıma ilave edilir ve uygun kıvamda bir onarım malzemesi elde edilir. Malzeme normal betona benziyorsa çok su katılmış olabilir. Bu da onarım malzemesinin gözenekli olmasına ve zayıflamasına neden olabilir. Ayrıca yüzeyden akacağı için düzeltme işlemlerini de zorlaştırır. Bunun dışında, kısmen sertleşmiş bir onarım malzemesine su ilave edilerek işlenebilir hale getirmek de yanlış olur. Küçük onarımlara dalıcı vibratör kullanılarak sıkıştırma işlemi yapılamayacağından onarım malzemesinin yeterli bir enerji ile tüm boşluklara doldurulması gereklidir. Bu işlem bir donatı çubuğu veya sert ahşap çubuklarla yapılabilir. Doldurma işlemi yapıldıktan sonra bütün yüzey mala kenarıyla düzeltilir, son düzeltme de yapıldıktan sonra naylonla (polietilen) örtülerek sertleşmeye bırakılır.
Onarım bölgesinin çevresindeki betonla uyumunu sağlamak için her ikisinin de yüzeyleri zımparalanır ve bir son kat uygulanır. Uygun bir son kat 60 mikron elekten geçen kireçtaşı tozunu, daha önce belirtildiği gibi, çimento ve karışım sıvısı ile kremsi, fırça ile uygulanabilir bir kıvam sağlanacak şekilde karıştırarak elde edilebilir. Karışım 1 metrekarelik alanlar halinde küçük boşlukları da dolduracak biçimde tirfil ile uygulanır. Daha sonra fazla malzeme alınır, yüzey temizlenir ve sertleşmeye bırakılır. Bu aşamada bütün yüzey bir kür örtüsüyle kaplanır. Şayet yüzey fazla pürüzlü olmuşsa, bir kaç gün sonra zımparayla düzeltilebilir ve kür örtüsü tekrar uygulanır.

Beton Onarimi

Ekipman
Onarıma başlamadan önce bütün gerekli ekipman bulundurulmalıdır. Bazı ekipman şantiyede bulunurken bazılarını özel olarak getirtmek gerekebilir.



1. Harç teknesi: İçinde malzeme karmak için
2. Ölçekli kap: Sıvı malzemelerin ölçümü için ölçekli kaplar (atılabilir plastik kaplar uygundur).
3. Çekiç ve keski çubuğu: Peteklenmeyi kesip çıkarmak ve düzgün kenarlar elde etmek için.
4. Bir tel fırça ve bir sert kıl fırça, temizleme ve ıslatma için.
5. Sıva küreği: Malzemeleri uygulama alanına yakın tutmak için.
6. Malalar: Karıştırma, uygulama ve düzeltme için.
7. Tokmak: Sert ahşap veya donatı demirinden olabilir.
8. Kovalar: Malzemelerin konması için.
9. Karıştırıcı: Sıvıları karıştırmak için.
10. Elek: Kireçtaşı ince agregasındaki çok ince malzemeleri ayırmak için
11. Hilti: Betonu kırmak için
12. Zımpara taşı ya da makinesi: Prizini almış bölgelerin yüzeyinin düzeltilmesi için.
Yapılacak onarım büyükse kalıp, kalıp bağlantıları vb. gerekebilir. Bütün onarımlar kür edileceğinden, kür malzemesi plastik örtüler ve rutubetli betona yapışabilen bantlar da bulundurulmalıdır.

Temel cesitleri Radye temeller

Zemin emniyet gerilmesinin düşük olduğu durumlarda gereklidir. Teçhizat gereklidir: çelik hazır.

Büyük açıklıklarda, bu plak kaburgalarla bölünür.

DERİN TEMELLER

Derinde bulunan sağlam toprak tabakası üzerinde kurulan temeller (özel hal→yüzen kazık temel)derin temellerdir.

a) Temel direkleri: Tuğladan, Beton veya betonarme. Zemin suyu olan yerlerde tatbik edilmez.

b) Kuru kuyular: Tek kazıklar boş silindir olarak, tuğla, beton, çelik veya Betonarmeden yapılar ve çukurlara yerleştirdikten sonra betonla doldurulur. Yer altı suyu olduğu zaman uygulanır.

En uygun kesit: daire (çevresi küçük sürtünme direnci büyük yüzeyler). Simetrik olmayan kesitlerden kaçınmalıdır.

KAZIK TEMELLER

Sabit kazık temel: Sağlam zemine yük iletimi, kazık ucu ve çevre sürtünmesi ile gerçekleşir.

Yüzen kazık temel: Kazık uçları sağlam zemine dar inmez. Taşım kuvveti zayıf olan tabakalar kazıkların çerçeve içine alınmasıyla sıkıştırılır. Zemin taşıma gücünün artırılması. Yük iletimi sadece sürtünme yoluyla gerçekleşir.

1. Yerinde dökme kazıklar

a) silkme kazıklar, kumdan, çakıldan zemin taşıma gücünün artırılması.

b) Delme kazıklar, betondan veya betonarmeden, basınçlı hava veya havasız kılıf borulu veya borusuz tatbik edilirler.

c) Yerinde dökme kazıklar, Beton çakılmasıyla yapılırlar.

2. Hazır kazıklar

Malzeme: Ahşap, beton, Betonarme veya çelik.

Temel cesitleri, Sığ temeller

a) Tuğla ve betondan mütemedi temeller

Temel yüksekliğinin (h) yan çıkıntıya (i) oranı

Kireç harçlı tuğla duvar…………………… …… 2:1

Çimento harçlı kaba yonu taş duvar……………,5:1

Çimento harçlı sert tuğla veya ateş tuğlası…… 1:1

Teçhizatsız beton, zemine göre…………………1:1-1.73

Betonarme temellerde, yükseklikten ve ağırlıktan tasarruf edilir.

b) Teçhizatsız betondan münferit temeller, kolanları yüklerini alabilmeleri için basamaklı 3 veya Betonarme olmalıdırlar

Temel Çeşitleri

Dona maruz kalmayan temeller | 80 cm.

Çok fazla don tehlikesi olan yerlerde 1,0-1,5m.

SIĞ TEMELLER

2 Ağustos 2008 Cumartesi

TÜRKİYE’DE AHŞAP YAPI NEDEN ARTIK YAYGIN DEGİL

Yanıtlanması gereken bir soru da bugünlerde Türkiye’de neden yaygın bir biçimde ahşap yapı yapılmamaktadır? Yaklaşık 40-50 yıldır ahşap yapı yapılmamasının nedenleri aşağıda sıralanmaktadır:

1-Birinci neden ormanların azalması ile temin edilmesi güçleşen bir yapı malzemesi olarak ahşabın pahalılaşması ya da ahşabın yerine geçebilen daha ucuz yapı malzemelerinin bulunmasıdır. Bu durum yalnızca ahşabın yapıların taşıyıcı elemanlarında artık kullanılmaması ile sınırlı değildir. Ahşap artık yapıların kapı ve pencerelerinde de kullanılmamakta, metal ve plastik kullanılmaktadır. Bir zamanlar tahtadan yapılan gazoz, kola ya da bira kasaları da bugün artık plastikten yapılıyorsa bunun nedeni aynı işi gören daha ucuz ve eşdeğer dayanımlı bir malzemenin olmasıdır. Kahve, pastane ve gazino gibi yerlerde tahta iskemle ve masanın yerini plastikten yapılmış masa ve sandalye almaktadır.

2-Ahşabın daha kolay sağlanabileceği umulan orman çevrelerindeki köylerde de bile 30 – 40 yıldır bir iki katlı yapılarda ahşap dikme ve başlık yerine betonarme yatay ve düşey hatıllar kullanılmaktadır. Daha doğrusu yatay ve düşey betonarme hatılla takviyeli yığma yapılar ahşap karkas yapıların yerini almaktadır. Çünkü nitelikli ağaç kalmamıştır.

3-Büyük ya da küçük bütün kentlerde arsaların rant değerinin artması ile imar durumları da değişmiş ve 3-5 kat derken 10-15 katlı yapılara izin verilmiştir. Doğal olarak bu kadar çok katlı yapının ahşap olarak yapılma olanağı yoktur. Burada ahşap yapı yapımından uzaklaşılmasında kent arsaların rantından yararlanmanın teşvik edilmesinin de katkısının olduğu doğrudur. Ancak arsa rantı sorunun olmadığı ve ormanlık alanlara yakın ve dolayısı ile ahşabın ucuz olabileceği, küçük yerleşimlerdeki 1-2 katlı yapıların da betonarme ya da yatay ve düşey hatıllı tuğla yığma olarak yapılması arsa rantı yaklaşımı ile ahşaptan uzaklaşılması tezini her yerde desteklememektedir.

4-Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada gibi ülkelerde ormanlık alanların bolluğu ve bu ormanlarda çok üstün nitelikli kereste veren ağaçların hala var olması gibi ahşap bina yapımını destekleyen bir üstünlük ülkemizde artık yoktur. Ülkemizde yaygın ve zengin bir orman varlığı olsaydı yine de ahşap karkas yapıların yapımına geçmeden önce teknolojik ve endüstriyel bir alt yapının oluşması gerekmektedir:

Kaliteli kereste için çok önemli bir nokta ahşabın kurutulmasıdır. Bunun için önemli boyutta yatırım gerekmektedir.

Yine ahşabı işleyecek usta ve işçi şu anda yoktur, yetiştirilmesi ve eğitimi gereklidir.

Ahşap malzemelerin birleşiminde kullanılan özel metal parçalar ve bulonlar ve çiviler ve üstün nitelikli ahşap yapıştırıcıları ve yangın, böcek ve diğer etmenlerden koruyucu boya ve kaplama malzemeleri çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu malzemeleri üreten metal ve kimya sanayinin de yurt içinde kurulması gerekir.

5- Betonarme “plastik” bir malzemedir. Burada plastik kolayca şekil verilebilen bir malzeme anlamında kullanılmaktadır. Kalıp yaparak çok değişik biçimlerde yapı elemanları çok kolayca yapılabilmektedir. Kolon – kiriş birleşim yerleri kolayca ve rijitliklerini zamanla yitirmeyecek biçimde tek parça olarak yapılabilmektedir. Yeterli kalınlıkta en kesiti olan betonarme elemanlar yapılabilmesi nedeni ile betonarme yapılar daha rijit olmakta ve yatay ve düşey yükler altında eleman sehimi ve titreşimi daha az ya da hissedilmez olmaktadır. Bu durum yapı kullanıcıları için psikolojik bir üstünlük olmaktadır. Ahşabın ise kolon - kiriş ya da çapraz birleşim yerlerinde bağlantı sürtünme kuvvetleri ile sağlanabilmektedir. Ahşap malzemeden deprem de gelen yatay yüklerin oluşturduğu momentleri taşıyabilen birleşim yerleri oluşturulamaz.

YORUM:

Ahşap yapıların hafiflikleri deprem açısından bir üstünlüktür. Ancak çelik, betonarme ve tuğla gibi diğer yapı malzemelerinde de olduğu gibi depreme dayanıklı ahşap yapı yaparken ahşabın da kendine özel sorunları vardır.

Malzemesi betonarme, ahşap ya da ne olursa olsun iki türlü yapı olduğu unutulmasın: Yalnızca, kendi ağırlığı ve kullanım yüklerinden oluşan, düşey yükleri taşıyacak biçimde tasarlanıp yapılmış yapılar olduğu gibi düşey yüklerle birlikte deprem yükleri ve etkilerini de taşıyacak biçimde tasarlanıp yapılmış yapılar da vardır. Yine malzemesi ne olursa olsun yapıların depreme dayanıklı olması için gerekli temel ilkelerin olduğu da unutulmamalıdır.

Bu genel ilkeler ve malzemenin nitelikleri dikkate alınarak depreme dayanıklı ahşap yapı da betonarme yapı da yapılabilir.

YAPI MALZEMESİ OLARAK AHŞAP VE DEPREM

AHŞABIN MUTLAK BASINÇ VE ÇEKME DAYANIMI DÜŞÜKTÜR

Ahşap hafiftir. Ancak dayanımı düşüktür. Dayanım / Ağırlık oranı yüksek olmakla birlikte önemli bir nokta çekme ya da basınç dayanımının mutlak değeridir. Betonarmenin çekme ve basınç dayanımları ahşapdan büyüktür. İki farklı malzemeden oluşan betonarmede çekme etkilerini taşıyan demirin dayanımı 2.4 ton/cm2, basınç etkilerini taşıyan betonun dayanımı 0.200 - 0.400 ton/cm2’dir. Buna karşılık ahşabın çekme ve basınç dayanımları ya da emniyet gerilmeleri liflere paralel doğrultuda emniyet gerilmesi en yüksek nitelikli kereste için 0.110 –0.120 ton/cm2’dir (DIN 1052) . Betonarme ise daha ağır olmasına karşın dayanımı daha yüksek olduğu için aynı genişlikteki açıklıklar ahşaba göre daha küçük kiriş en kesitleri ile aşılabilir.

Ahşabın yük taşıma gücünün sınırlı olması çok katlı ve geniş açıklıklı yapıların yapılmasına engel olmaktadır.

Ahşabın hafif olması ve daha ince kesitlerde kullanılması “burkulma” sorununa neden olur.

AHŞABIN ELASTİSİTE MODÜLÜ DÜŞÜKTÜR

Eksenine dik yönde yük taşıyan, kiriş gibi, bir yapı elemanının önemli bir diğer özelliğide yapacağı sehimdir. Sehim ise yapı malzemesinin elastisite modülü [E] ile ilgilidir. Ahşabın elastisite modülü liflere dik yönde 6000 kg/cm2, paralel yönde 125 000 kg/cm2 kadardır. Betonarmenin elastisite modülü [E] ise beton dayanımına göre 270 000 ile 390 000 kg/cm2 arasında değişmektedir. Ahşabın düşük elastisite modülü her zaman ahşap yapıda daha büyük sehimlere neden olmaktadır.

AHŞABIN ZAMANA BAÐLI BÜZÜLMESİ YÜKSEKTİR.

Ahşabın bir başka önemli özelliği zamanla büzülmesidir. Düşey yükler taşıyan elemanlarda bu büzülme daha da yoğun olmaktadır. Bu durum yatay ve düşey ahşap yapı elemanların birleşimlerinin açılmasına ve bağlantıların zayıflamasına neden olmaktadır . Ahşabı bağlayan çivi ve bulon gibi metal elemanların çevresinde boşluk oluşmaktadır. Bu durumda yapının rijitliği zamanla azalmakta ve yatay deprem yükleri altında giderek geri dönüşü olmayan yatay ötelenmeler yapan yapı hızla yıkıma gitmektedir.

Ahşabın zamana karşı dayanımı azdır. Pek çok tarihi yapının taş ya da tuğla yığma bölümleri asırlara dayanmış ancak bu yapıların ahşap bölümlerinden hiçbir şey kalmamıştır.

Ahşabın zamanla mekanik özelliklerini yitirmesi nedeni ile sehimleri artmaktadır. Bunun önlenmesi için çok iyi kurutulmuş ve yoğunluğu yüksek ve üstün nitelikli kereste kullanılması gerekmektedir. Bu durum beton dayanımı proje dayanımından çok düşük olan betonarme yapıların kirişlerinde gözlenen zamana bağlı rötre, eğilme ve kesme çatlaklarının ve gözle farkedilen büyüklükte sehim olmasına benzetilebilir.

AHŞABIN SÜNEKLİK ORANI DÜŞÜKTÜR

Ahşabın bir diğer özelliği ise akma gerilmesi ile kopma noktası arasındaki birim şekil değiştirmenin çok az olmasıdır. Ahşap malzeme olarak çelik kadar sünek değildir. Çelik akma noktasından sonra kopma noktasına ulaşana kadar % 20’ye varabilen birim uzama yapabilmektedir. Bu özelliği nedeni ile çelik yapılar çok daha fazla deprem enerjisi tüketebilmektedir. Betonarme yapılarda da inşaat demirinin bu özelliğini kullanabilecek önlemler alınırsa, etriye sıklaştırması ve kolon ve kiriş boyuna demirlerinin yeterli filiz boyunda betona gömülmüş olması gibi, deprem enerjisi tüketme gücü büyük ölçüde kullanılabilmektedir.

Ahşap yapı elemanlarının bu sünek biçimde enerji tüketme yeteneği yoktur. Çivili yada vidalı birleşim yerlerinin zamanla gevşemesi ahşabın çok büyük yatay ötelenmeler yapmasına ve yeniden şaküle gelemeyerek yıkılmasına neden olabilmektedir.

Kısaca ahşap yapıların malzemesinin özelliğinden kaynaklanan sorunları vardır ve ahşap yapı tasarımında dikkate alınmaları gerekir.

DEPREM, YANGIN VE AHŞAP YAPILAR

Depremin yol açtığı yangın sonucu ahşap yapıların yanması olayı ile sık sık karşılaşılmaktdır. Ahşap yapıların yangın karşısındaki güçsüzlüğünü hatırlatan en önemli deprem Japonya’daki 1 Eylül 1923 Kanto Depremidir. Bu deprem de olan 120 000 civarındaki can kaybının yaklaşık 110 000’i depremden sonra çıkan yangının sonucunda olmuştur. Çok rüzgarlı bir günde yapıların yıkılması ile başlayan yangın büyük can kaybına yol açmıştır. Yine Japonya’da olan 1995 Kobe depreminde ise 5500 civarındaki can kaybının yaklaşık 1750’si ahşap yapılardaki yangın nedeni ile olmuştur. Japonya’da genel olarak nüfusun büyük ve yerleşim alanlarının sınırlı olması nedeni ile yerleşimler çok yoğundur ve depremden sonra çıkan yangınlar hızla yayılabilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da ise yerleşmeler çok yoğun olmadığı için ahşap karkas bir yapıda depremden sonra çıkan bir yangın hızlı bir biçimde başka yapılara yayılmamakta ve yangın riski Japonya kadar yüksek olmamaktadır.

Ülkemizde de depremden kaynaklanan ahşap yapı yangını olayı vardır. 1970 Gediz depreminde Gediz’in bir mahallesi depremden sonra çıkan yangında tümü ile yanmış ve bu arada hasarlı yapılardan kurtarılamayarak ölenler olmuştur. Yine bu depremde yangın çıkan Akçaalan kasabasındaki tümü ahşap olan evler yanmış, ancak bu yangın nedeni ile kasabada can kaybı olmamıştır.

GELENEKSEL VE DİĞER TÜR AHŞAP YAPILAR

Türkiye’de tek tip ahşap karkas yapı yoktur. Ahşap yapılar ya da ahşap karkas yapılar vardır. Bu yapılar betonarme karkas yapılarda olduğu gibi diğer bir deyişle düşey ve yatay taşıyıcıları (kolon ve kirişleri) olan yapılardır. Ahşap karkas yapılar çeşitli biçimlerde yapılmaktadır ya da bir zamanlar yapılmıştır.

1-Ahşap kolon ya da dikmeleri ve kirişleri olan yapılar. Kiriş ve kolon gibi yapı elemanları çok büyük kesitli, azman, denilen büyük boyutta ve az sayıda elemanlardan oluşmaktadır. Kiriş ve kolonların birleşim yerlerinde özellikle depremde gelen yatay kuvvet aktarımı sağlayacak biçimde bağlantı yapmak zordur. Kat döşemeleri de ahşaptır. Dikmelerin arası taş, kerpiç ve tuğla yerleştirilerek bir duvar oluşturulmaktadır. Bu yapılar aslında ahşap takviyeli yığma yapı olarak nitelenmelidir. Bu yapılar genellikle ahşabın temin edilmesinin güç olduğu bölge ve dönemlerin yapısıdır. Bu günlerde ahşap dikme ve yatay elemanların yerini betonarme düşey ve yatay hatıllar, ahşap kat döşemelerinin yerine de betonarme plak döşemeler yapılmaktadır.

Nerdeyse düşey yükleri bile taşıyamayacak bir ahşap çerçeveden oluşan bu yapıların deprem dayanımları çok sınırlıdır. Düşey yüklerin önemli bir bölümünü dolgu duvarlar taşımaktadır..

2-Bu yapılarda daha ince kesitli düşey ahşap elemanlar, 5 x 10 cm gibi en kesitli daha sık aralıklarla kullanılmaktadır. Zayıf bir ahşap “çerçeve”den oluşan bu yapıların yetersizliği 1940’lı yıllarda Kuzey Anadolu Fayı üzerinde ve başka ülkelerde olan pek çok depremde gözlenmiş ve ahşap dikmelerin çift yönde X-biçiminde diyagonal yada çapraz elemanlarla güçlendirilmesi gereği ortaya çıkmıştır. Bu durum Bolu ve çevresine 1944 depreminden sonra yapılan ahşap karkas yapılarda daha çok X- biçiminde çaprazların kullanılmağa başlanması ile gözlenmiştir. Bu yapılarda da duvar dolgu maddesi olarak taş, kerpiç ve tuğla kullanılmıştır.

Burada anlatılan ahşap dikmeli ve diyagonalli ya da diyagonalsiz yapılar “hımış” yapılar olarak adlandırılmaktadır. Bazı ahşap karkas yapılarda dikmeler arasındaki aralıklar 1.00 metre kadar olurken bazılarında 2-3 metre ya da dikmeler yalnız yapı köşelerinde olmaktadır. Bu farklılıklar yapıların deprem dayanımlarınında da etkilidir.

Ahşap dikmelerin arasına dolgu maddesi olarak kaba kesilmiş küçük tomruklarda konulmaktadır. Bu yapılar “Dizeme” olarak adlandırılmaktadır.

Ancak yatay yükleri alacak diyagonalleri (çaprazları) olan “dizeme” tür bir başka yapı depremden etkilenmemiştir. Bu yapıda hasarı önleyen şey “ahşap” malzemeden yapılmış olması değildir. Yatay deprem yüklerini taşıyabilecek “çapraz“ elemanların yeterli sayıda ve zemin katta da konulmuş olmasıdır. Tıpkı deprem yükleri nedeni ile betonarme perde duvarlı-kolonlu yapıların yıkılmayıp yanlızca düşey yükler için kolonları olan perde duvarsız betonarme yapıların yıkılması gibi.

3-İklim koşullarının yumuşak olduğu ve ahşabın bol bulunduğu yerlerde geliştirilmiş bir başka ahşap karkas yapı yöntemi “bağdadi” denilen ahşap karkas yapıdır. Bu yapım yöntemine göre ahşap karkasın iç ve dış yüzüne 2-3 cm aralarla 3-4 cm genişliğinde ve 1-2 cm kalınlığında ahşap çıtalar çakılmaktadır. Bu durum daki yapılarda duvar yatay yükler altında davranış açısından bir “perde duvara” a benzer konumda olacağı sanılmaktadır. Çıtalarla sınırlanmış duvar boşluğu ısı yalıtımı için ağaç kabuğu, çakıl taşları ile doldurulmakta ya da tümü ile boş da bırakılmaktadır. Duvar daha sonra kireçli bir harçla sıvanmaktadır. Sıvanın ahşaba yapışması için çıtaların üstüne rabiç teli çakılmaktadır.

1970 Gediz depreminde “bağdadi” ahşap karkas yapıların “hımış” ahşap karkas yapılara göre belirgin bir biçimde daha iyi davrandıkları ve hasar düzeylerinin daha az olduğu gözlenmiştir.

4-Bunun dışında ahşabın bol ve ucuz olduğu bölge ve dönemlerde yapılmış dış yüzü tümü ile enli tahtalar kaplanmış ahşap karkas yapılar da vardır.

Buraya kadar sayılan ahşap karkas yapılar Türkiye’nin geleneksel ahşap karkas yapılarıdır.

5-Ormanların çok büyük ve geniş alanları kapsadığı ABD ve Kanada’da depreme karşı çok üsütün olduğu söylenen ahşap karkas yapılar ise bizim geleneksel ahşap karkas yapılardan çok farklıdır. Bu ülkelerdeki depremlerden edinilen gözlemlerin dikmeleri ve diyagonalleri olan ahşap karkas yapıların deprem karşısında yeterli olamadığını kanıtlaması üzerine daha değişik bir ahşap karkas yapı sistemi geliştirilmiştir.

Bu yapılar da duvarlar ve döşemeler ahşap karkas panellerden oluşmaktadır. Yaklaşık 5 cm x 5 cm kesitli tahtalardan oluşturulan ve yapının kat yüksekliği kadar yüksekliği ve en çok 3-4 metre kadar uzunluğu olan duvar panellerinin iç ve dış yüzüne 1 cm kadar kalınlıkta kontraplak kaplanmakta ve bu kontraplaklar bütün dikme ve yatay çerçeve elemanlarına 2-3 cm aralıklarla çivilenmektedir. Daha sonra bu duvar panelleri birbirlerine yada bir ara dikmeye sık konulmuş çelik bulonlarla bağlanmaktadır. Döşemelerde aynı biçimde yapılmakta ancak döşemeyi oluşturan yatay panel elemanlar çok daha derin olmaktadır. Döşeme panelinin iç elemanları, bir anlamda kirişleri, 5 cm x 15-25 cm gibi daha derin elemanlardan yapılmakta ve alt ve üst yüzeyleri yine kontraplakla kaplanmaktadır. Bu paneller duvar panellerinin üzerine çakılmakta ya da yine bulonlarla bağlanmaktdır.

Bu tür ahşap karkas yapılar aslında tümü ile ahşap perde duvarlı yapı olarak nitelenmelidir. Depremde gelen yatay yükleri taşıma mekanizmaları açısıdan da “tünel kalıpla” yapılmış yerinde dökme betonarme perde duvarlı yapılara benzemektedir. 17 Ağustos 1999 depreminde İzmit’te hiç hasarı olmayan ve zemini çok zayıf olan Yahya Kaptan Mahallesindeki yapılar tünel kalıp yöntemi ile yapılmış betonarme perde duvarlı yapılardır.

Bu tür “ahşap perde duvarlı” yapılar Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da ençok 3 katlı yapılmaktadır. Zemin katı betonarme olarak yapılmış ve bunun üstüne 3 kat ahşap perde duvarlı olarak yapılmış olan karma yapılar da vardır.

Zemin katların betonarme yapılmasının nedeni zemin katın dükkan ya da garaj gibi geniş açıklı olarak yapılmak istenmesinden kaynaklanmaktadır. Zemin katın ahşap olarak yapılması ise zemin katın çok esnek olmasına neden olduğu için daha rijit olan betonarme seçilmektedir.

Amerikan tipi ahşap konut yapıların depremde karşılaştıkları en büyük sorun yapının temel bağlantılarıdır. Bu tür yapılarda deprem hasarı ençok ahşap duvar panellerinin temele yeterli bir biçimde bağlanmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Bu bağlantı yetersizliği nedeni ile yapı depremde temelden devrilmektedir. Çözüm ise duvar panellerinin, yeterli derinlikte betonarme bir duvar altı sömeline ankraj edilmiş ucuna bulon takılan vidalar kullanılarak bağlanmasıdır: Depreme dayanıklı ahşap karkas yapıların en önemli bölümü olan temellerinin betonarme olması gerekmektedir.

1944 Bolu ve 1967 Mudurnu Vadisi ve 1970 Gediz depremlerinde yıkılan ahşap karkas yapılarda ahşap karkas dikmeleri iri taşlarda yapılmış temele oturmaktadır. Duvarları oluşturan ahşap dikmeler ve alt başlıklarla bu taş temeller arasında bir bulonlu bir bağlantı olmadığı ve ahşap temel taşlarına sürtünme kuvveti ile oturduğu için pek çok ahşap karkas yapı temelden devrilerek yada kayarak yıkılmıştır.

Betonarme yapılarla bir benzetme yapılırsa çaprazları olmayan ahşap dikmeli ve dolgu duvarlı yapılar yalnızca düşey yükler taşımak için yapılmış betonarme karkas yapılara benzetilebilir. Deprem dayanımını yükseltmek için konulmuş çapraz ya da diyagonal elemanları olan ahşap karkas yapılar da kolonları kirişlerden daha yüksek dayanımlı ve az miktarda perde duvarları da olan betonarme karkas yapılara benzetilebilir.

Duvarları ABD ve Kanada’da yapılan kontraplak kaplı panellerden oluşan ahşap yapıların yatay yükler altındaki davranışları ise tümü ile perde duvarlı yada tünel kalıpla yapılmış perde duvarlı betonarme yapıların deprem davranışları gibidir.

1995 Kobe Depreminde yıkılmış ahşap karkas yapılar geleneksel Japon ahşap karkas yapılarından farklı niteliktedir. Bu yapılarda çerçeveler diyagonal elemanlarla güçlendirilmemiştir. Bu yapıların çoğu II’nci Dünya savaşının hemen sonrasında ekonomik koşulların kötü olduğu bir ortamda savaşta hava bombardımanları ile yıkılmış kentin konut gereksinimini hızla gidermek için kıt malzeme ile hızlı bir biçimde ve geleneksel yapım kurallarına uyulmadan yapılmış ahşap yapılardır.

Japonyanın yüksek düzeyde nemli iklimi ahşabın hızla niteliğini yitirmesine yol açmaktadır. Ahşap yapılar başlangıçtaki üstün mekanik niteliklerini çürüme ve çeşitli böceklerin ve küflerin saldırısı ile hızla yitirebilmektedir. Bu yapıların yüksek nitelikli ahşapdan yapılmamış olmaları da bir zaafiyetleri olmuştur. Ayrıca bu yapıların çatılarında ağır seramik kiremit kaplamalar ve çatı altlarında ağır bir toprak örtüsü olduğu söylenmektedir. Bu nitelikleri ile Kobe’nin ahşap yapıları ahşabın “hafif” bir malzeme olduğu şeklindeki üstünlüklerini de yitirmiş bir durumda çok şiddetli bir depremle zorlanmış oldukları için umulanın üzerinde hasar görmüşler ve büyük can kaybına neden olmuşlardır.

DEPREME DAYANIKLI YAPILAR İÇİN TEMEL İLKELER

Önce malzemesi ne olursa olsun depreme dayanıklı yapılar için geçerli temel ilkeler vardır:

1-Depremde yapılara kendi ağırlıkları ve kullanım yüklerinden başka yanal yükler gelmektedir. O zaman yapı sisteminde depremde gelen yanal yükleri taşıyabilecek ve bu yanal yüklerin yaratacağı kesme ve eğilme etkilerini fazla ötelenmeden, bükülmeden ve kırılıp kopmadan taşıyabilecek elemanlar olmalıdır. Bir diğer deyişle yapı ve yapı elemanları deprem yüklerine karşı tasarlanmış olmalıdır. Betonarme yapılarda perde duvarlar, ahşap karkas yapılarda diyagonal elemanlar gibi.

2-Yapıdaki düşey ve yatay yük taşıyan elemanlar birbirine iyi bağlanmalıdır. Bir başka deyişle yapı elemanları arasında yeterli ve güvenli bir biçimde kuvvet aktarımını sağlayacak birleşim yeri ayrıntıları olmalıdır. Bir diğer deyişle betonarme yapıda kolon kiriş birleşim yerlerinde etriye sıklaştırması ve boyuna donatıların yeterli boyda ankrajı, ahşap karkas yapılarda kiriş ve dikmeleri bağlayan metal elemanlar kullanılması ve ahşap elemanların yapının temeline yeterli bir biçimde bağlanmış olması gibi.

3-Yatay ve düşey elemanlar kendilerine depremde gelen ek zorlamaları taşıyabilecek boyutlarda olmalıdır.Yalnızca düşey yük taşıyan yapılarda elemanlar daha küçük en kesitli ve kiriş açıklıkları daha uzundur, düşey taşıyıcıların, kolonların, sayısı azdır.

4-Üst yapıda depremde olan atalet kuvvetleri temellere ve yapının zeminine (toprağa) güvenli bir biçimde aktarılmalıdır. Deprem sırasında zeminde olacak mekanik değişmeler ve depremde yapıda oluşan ek kuvvetlerin temele ve zemine getireceği ek etkiler dikkate alınmalıdır.

Bu temel ilkelere uyulduğu zaman malzemesi ahşap, çelik ya da betonarme olan her yapı depreme dayanıklı olarak yapılabilir. Kısaca malzemesi ne olursa olsun iki türlü yapı vardır: deprem etkileri de dikkate alınarak tasarlanmış yapılar ve yalnızca düşey yüklere göre tasarlanmış yapılar.

TEK BAŞINA YAPI MALZEMESİ DEPREM DAYANIMINI BELİRLEMEZ

Bu tür yıkılma nedenlerinin araştırma çalışmalarının sonucunda, malzemesi ne olursa olsun, yıkılan yapıların, yalnızca düşey yük taşıyabilecek yapılar olduğu, deprem yükleri ve etkileri dikkate alınmadan yapılmış ve yalnızca düşey yükleri taşımak için yapılmış bu nedenle de depremlerde yıkılmış ya da ağır hasar görmüş oldukları ve herhangibir yapı malzemesinin kendiliğinden depreme dayanıklı ya da dayanıksız olmadığı anlaşılacaktır. Çünkü aynı malzeme ile yapılmış olmasına karşın yıkılan ve yıkılmayan yapılar bütün depremlerde vardır.

Son depremlerde Ahşap Yapılar

17 Ağustos 1999 Depreminde çok sayıda betonarme yapı yıkıldı. Deprem bölgesinde çok az sayıda ahşap yapı vardı ve bu nedenle ahşap yapıların hasarı betonarme yapılara bakılınca belirgin biçimde daha az oldu. Çünkü en az 40 yıldanberi ahşap yapı yapılmıyor. Bu gözlemle bir sonuca varılıyor: “Betonarme yapılar depreme dayanıklı değil ahşap karkas yapılar daha çok dayanıklı bundan sonra hep ahşap karkas ve geleneksel türde yapılar yapalım”. Aynı tür gözleme dayanan bu yöntemi başka depremlere de uygulayalım: 1967 Mudurnu vadisi depreminde yıkılan bütün kırsal konutlar geleneksel biçimde yapılmış ahşap karkas yapılardır, 1970 Gediz Depreminde de çok sayıda ahşap karkas yapı yıkılmıştır.

Bu iki depremdeki yapı hasarına bakılarak çıkarılacak sonuç: “ahşap karkas yapılar çok kötü bir yapı sistemi”dir. 1967 Mudurnu Vadisi depreminde can kaybı az olmuş: ”Yıkılsa da can kaybı az oluyor”. Ancak ahşap karkas yapılara karşı “kötü” bir niyet varsa 1995 Kobe depremi de hemen hatırlanabilir: Kobe depreminde olan 5500 can kaybının yaklaşık 4500’ü ahşap karkas yapıların yıkılması ve yanması ile olmuştur. Ahşap yapı ve deprem sonucu çıkan yangına en iyi örnek 1 Eylül 1923 Kanto, Japonya depremi: Bu depremde Tokyo’da ölen 120 000 kişinin 110 000 ‘i deprem sonrası çıkan yangında yanan ahşap yapılar nedeni ile olmuştur. Bu gözlemlerle yine aynı sonuca varılabilir: “Ahşap yapılar deprem açısından son derece güvensizdir ve yapılmamalıdır”.

Bu yaklaşım birer yapı malzemesi olan ahşap ve betonarmeden yapılmış yapıların deprem davranış özelliklerinin bilinmeden yargılanmasıdır. Bu tür yaklaşımlar, malzemesi ne olursa olsun depreme dayanıklı yapı tasarımının temel ilkelerini bilmemekten de kaynaklanmaktadır. Asıl yapılması gereken Kobe’de ya da Mudurnu ve Gediz Depremlerinde yıkılan ahşap yapılar ile 17 Ağustos 1999’da yıkılan betonarme yapıların özellikleri neydi ve nasıl yapılmışlardı da yıkıldılar ya da çok hasar gördüler sorusunu sormak ve yanıtını araştırmaktır. Bunun sonucunda da her iki tür malzeme ile yapılmış yapılar için deprem dayanımı için gerekenleri belirlemek ya da bir daha belirlemektir

Ahsap yapilar ve Deprem !



17 Ağustos 1999 Depreminde çok sayıda betonarme yapının yıkılması sonrasındaki ilk tepkilerinden biri “betonarme kötü, ahşap yapı yapalım” oldu. Sanki 17 Ağustos’da hiç ahşap yapı hasarı olmamıştı.

Ahşap yapı da deprem davranışı da unutulmuştu ve yaklaşık 30-40 yıldır çok az sayıda yapılıyordu. Şimdi yeniden “ahşap yapı” yapma kampanyasına başlamadan önce ahşap yapı ve deprem davranışını biraz hatırlamak gerek. 17 Ağustos 1999 Depremine çok dar bir açıdan bakılarak çıkarılan sonuçların yanında, ahşap yapıların, başka depremlerdeki davranışlarını da dikkate alarak, deprem dayanımı ve diğer özellikleri bakımından gerçek durumunu daha iyi anlamak gerekir. Ahşap, betonarme ve diğer başka malzemeden yapılmış yapıların deprem davranışlarına ön yargısız ve bilimsel bir yaklaşım gerekir.

Yönetmelik ve standartlara uyulmadan Türkiye’de yapılmış betonarme yapıların depremlerde büyük hasar görüp yıkılacak yapılar olacağı kesindir. Ancak yönetmelik ve standartlara uyularak yapılmış çok sayıda betonarme yapının depremlerden çok az etkilendiği de geçmiş 30 yılda olan pek çok depremde görülmüştür. Depreme dayanıklı betonarme yapı yapılamaz diye bir görüşle yola çıkılırsa depreme dayanmış pek çok betonarme yapı nereye konulacaktır?

Ahşap yapıların tasarım, yapım ve deprem davranışları gibi konular son 20 – 30 yıl içinde inşaat mühendisliği eğitiminde çok az ya da hiç bir yer almamıştır. Sanki ahşap yapı yapmak ve depremde hasar gören ahşap yapılar da unutulmuştur. Ahşap yapı yapan usta ve kalfa da kalmamıştır. Bir ahşap yapı yapma kampanyasına başlamadan önce ahşap yapıların özellikleri, tasarımı ve inşaatı konularına kısaca bakmak gerekir.

Merdiven Korkulukları

Merdivenlerin korkulukları parmaklık ve küpeşte olarak iki kısımdır.
1. Parmaklıklar : Ahşap merdiven parmaklıkları umumiyetle ağaç malzemeden köşeli, torna ile yuvarlaklaştırılmış ve süslü olarak muhtelif şekillerde yapılır. 0,14 m. ara ile konulan bu parmaklıklar, daha ziyade basamaklar üzerine dikilir. Budaksız, iyi cila tutan sert ağaçlardan elde edilmesi şayanı tercihtir. İnce çubuk demirden süslü bir şekilde yapılan parmaklıklar ekseriyetle yandan limon kirişlerine tutturulur.

2. Küpeşteler :Sert ağaçlardan avuca iyice oturacak şekilde pek çeşitli profillerde yapılır. Küpeşteler, kavislerde kısa parçalı, düz kısımlarda ise uzun parçalı olarak tertiplenir. Ek yerleri, kırlangıç kuyruğu göğüslü geçme veya çivili bindirme ek şeklinde olur. Parmaklık kısımları demirden yapılan ahşap merdivenlerin küpeşteleri ağaç malzeme olarak tertiplenir.

Ahşap Merdivenler

Merdivenler hangi malzemeden yapılırsa yapılsın çıkış ve inişi kolaylaştırmak maksadıyla basamaklar için şu ölçü kabul edilmiştir.

2 h + L = 63 cm.

h = Basamak yüksekliği 16,5 cm. alındığı takdirde,
L = Basamak genişliği 30 cm. olur.

Bugünkü imar yönetmeliklerine göre apartman, okul, otel ve sinema gibi binaların iç ve dış merdivenleri, ağaç malzeme ile yapılamaz. Ancak bir ailenin ikametine tahsis edilen kır evi, villâ gibi meskenlerin ağır yükle ilgili bulunmayan servis merdivenleri ve girişlere güzel bir görünüş vermek için yapılan dekoratif mahiyetteki merdivenler, ahşap olarak inşa edilebilirler.

Ahşap merdivenler tek kollu, iki kollu (sahanlıklı, döner tiplerde) ve minare merdiveni olmak üzere muhtelif şekillerde yapılır.


Ahşap Merdiven Cinsleri : Ahşap olarak inşa olunan merdivenler, umumiyetle iki yan tarafa uzatılan eğik kirişlerle, bunlar üzerine oturtulan basamaklardan teşekkül eder.
Merdivenler, rıhtlı ve rıhtsız olmak üzere muhtelif şekillerde yapılırlar. Basamakların yerleştirilmesine göre ahşap merdivenleri, gömme, çakma ve geçme olmak üzere üç kısma ayırmak mümkündür.


Gömme Basamaklı Merdivenler : Ağaç malzemeden yapılan merdivenlerin en basit şeklini, rıhtsız olarak yapılan gömme veya sürme basamaklı merdivenler teşkil eder. Bilhassa ahır, samanlık ve çatı vs. gibi önemsiz yerlerde kullanılır.
Gömme basamaklı merdivenlerin kenarlarına konulan esas kirişler, bazen düz, bazen de döner bir şekilde kavisli olarak yapılır.

Ahşap Tavanlar

İki kat arasındaki döşeme kirişlerinin üst tarafına döşeme kaplandığı, alt kısmına da tavan yapıldığını söylemiştik. Bu haliyle mevcut kirişler, üstten tesir eden yüklere göre ebatlandırılır. Halbuki üstüne döşeme yapılmasına lüzum hasıl olmayan çatı katındaki tavanlar, daha az ağırlığa maruz kalacağı düşüncesiyle daha küçük ebattaki kirişlerden oluşturulur. Bu kirişler eksenden eksene 0,50 – 0,75 m. ve hatta 1,0 m. aralıkla tertiplenir. Bununla beraber tavan kaplamasında kullanılacak tahtaların boyunu kiriş aralığının tespitinde, daima göz önünde bulundurmak gerekir.

Tavan tahtaları ya düz kenarlı olur, bu takdirde kurulduğu zaman aralıkların açılmaması için çıtalarla muntazam olarak süslü bir şekilde kapatılır veya kenarı, ortası kordunlu tahtalardan seçilir.

Bazı hallerde dürolit kontrolit ve elka gibi lif levhaları veya sunta gibi yonga levhaları ve yahut kontrplak gibi malzemeler kullanılarak ve ek yerleri çıtalarla kapatılarak tavanın hafif olması ve güzel görünmesi sağlanır.

Ahşap Döşemeler

Diğer döşeme cinslerinde olduğu gibi ahşap döşemelerde de, taşıyıcı vasıflarıyla beraber katlar arasında ses ve ısıyı tecrit bakımından önemli vazifeleri vardır.

Ahşap döşemeler, genel olarak kirişler ve bunlar üzerine dik vaziyette konan döşeme tahtalarından oluşur.
Döşeme Kirişleri : Yapılarda kullanılan bütün kirişler gibi döşeme kirişleri de 5/7 oranında ve dikdörtgen kesitlidir ve daima dar ebatları üzerine oturtulur.
Kirişler, yapının daima dar açılığı istikametinde döşenir ve taşıyıcı duvar veya kiriş üzerine oturtulur. Buna Kirişleme adı verilir. Kirişleme yapılırken kullanılan ağaç malzemenin özürsüz ve kusursuz olmasına dikkat edilir.

Kirişler, geniş açıklıklarda eklenmek icap eder. Kirişlerin duvara giren ve oturan yüzleri rutubet tesiriyle çürüyerek mukavemetinden kaybetmemesi için bu kısımların izolasyonu gerekir.

Döşeme kirişlerinin, bina dış duvarlarına tespiti çok faydalıdır. Bu itibarla 3-4 kirişten bir tanesi, 0,50 - 0,70 m. uzunluğundaki ankraj demirleri veya bağlama demirleriyle dış duvarlara raptedilir

AHŞAP DÖŞEME VE TAVANLAR

Ahşap binaların kirişlemeleri üzerine döşeme, alt tarafından tavan kaplanır. Bu itibarla binanın iki katını birbirinden ayıran yatay b ölmede, bu iki yapı kısım bir arada görülür.

Ahşap Dolgulu Karkas

Ağacın kolaylıkla temin edilebildiği ormanlık mıntıkalarda ahşap karkas olarak yapılan köy evlerinin dolgu malzemesi, geniş ölçüde ağaç malzemeden yapılmaktadır. Dizeme adı verilen bu ahşap binaların iskelet aralıkları yatay sıraların üst üste, düşey sıraların yan yana dizilmesiyle kapatılır. Bu tip yapılar yasak edilmiştir.

Tahta Kaplamalı Karkas

Tahta ile kapatılacak karkas binalar daha iskelet kısmı yapılırken dikme aralıklarının mevcut tahta uzunluklarına göre ayarlanması icap eder. Bu maksat için 2 - 2,5 cm. kalınlığında ve 0,18 - 0,22 m. genişliğinde rendelenmiş tahtalar kullanılır. Kaplama tahtaları, binanın aşağı kısmından başlanmak ve kenarları biri diğerinin üzerine bindirilmek suretiyle yatay sıralar halinde çivilenir. Bu şekilde çivilenen tahtalardan yağmur, duvara nüfuz etmeden aşağı tarafa doğru süzülerek akıp gider. Bunların en basiti rendelenmiş tahtaların birbiri üzerine bindirilerek çivilenmesinden meydana getirilen Yalı baskısı şeklinde olanıdır. Yapının durumuna, muhitin özelliğine uyularak Geçme Tahta kaplamalarda kullanılır.

Bağdadi Binalar

Ahşap karkas binaların iskelet aralıkları içi boş duvar olarak iki taraftan çıtalarla örtülmek ve üzerine sıva yapılmak suretiyle meydana getirilir. Aralıklar, daha önce izah olunan taş, tuğla ve kerpiç dolgulu binalardakinin aksine, fazla daraltılmadan çıtalanır. Çıta çakılması, binanın her tarafında tamamlandıktan sonra sıva işine geçilir.

İlk önce katıklı çimento harcı ile kaba bir sıva vurulur. Bununla çıta aralıkları iyice kapatıldıktan sonra üzerine ince sıva yapılır.

Kerpiç Dolgulu Ahşap Karkas

Taşın bulunmadığı, tuğlanın pahalı tedarik edildiği arit ve sömiarit mıntıkalarda iskelet binaların boşlukları, normal tuğla ebadındaki dolgu kerpici ile kapatılır.

Tuğla Dolgulu Ahşap Karkas

Tuğla, taşa nazaran daha hafif ve daha iyi oturan bir yapı malzemesi olduğundan, tercihen kullanılması uygun olur. Ahşap iskelet boşlukları, tuğla sıraların konulacağı vaziyete göre aralanır. Dolgu tuğlaları, duvar kalınlığına uygun olarak ya yarım tuğla ya da tam tuğla şeklinde dizilir. Bu maksat için kireç, çimento veya takviyeli harç kullanılır. Sıvanın ahşap iskelete iyice yapışması ve sonradan düşmemesi için ağaç malzeme üzerine ince kafesli bir sıva teli germek faydalıdır.

Taş Dolgulu Ahşap Karkas


Mıntıkada kâfi miktarda dolgu taşı mevcut olduğu takdirde ahşap iskelet araları, bu malzeme ile doldurulur ve sağlam olması içinde boşluklar mümkün olduğu kadar daraltılır. Alt sıralardan başlanmak suretiyle 10-15 cm. büyüklüğündeki yassı taşlar, kireç, çimento harcı ve hatta çamur kullanılarak ahşap aralarına üst üste sıralanır. Bu şekilde yapılan dolgu duvarlara hımış adı verilir.

Duvarı dış tesirlerden korumak ve aynı zamanda binaya güzel bir görünüş vermek maksadıyla bunlar, dıştan ve içten sıvanır. Sıvanın ahşap iskeleti iyice tutması ve sonradan çatlayıp dökülmemesi için de duvar yüzlerine sıva teli kaplanması gerekir.

Ahsap Karkas Evler


Taşıyıcı elemanları iskelet şeklinde tertiplenen bir yapı sistemidir. Binaya intikal eden yükler, dikme, taşıyıcı kiriş ve bunlar arasında boşlukların daraltılmasını sağlayan ara dikmeler tarafından karşılanır.

Ahşap karkas binalar, zemin seviyesinden en az 0,50 – 0,60 m. Kadar yükseltilen sağlam kârgir veya beton temeller üzerine oturtulur. Bu temeller, daha önce izah olunduğu gibi ortalama, 0,50 m. Genişliğinde ve 250 dozlu çimento harçlı moloz taş duvar olarak yapılır. Bodrumlu binalarda temele, 0,10 m. Kadar fazla bir genişlik verilir. Duvarların üstü 0,10 m. Kalınlığında dökülen demirli beton hatıl ile tesviye olunur ve üzerine çürümemesi için katran ve bitümlü maddelerle sürülen 10x10 cm. ebadında taban ağaçları uzatılır. Ve bu taban ağaçları su basmana sıkıca raptedilir. İskeleti teşkil eden ve kat yüksekliği kadar alınan 10x10 cm.lik dikmeler, 0,50 – 1,50 m. Aralıkla bu taban ağacı üzerine bastırılır.

Dikmelerin üst kısımlarına 10x10 cm. ebadında başlık kirişleri konulur. Taban ve başlık kirişleriyle esas ve ara dikmelerin meydana getirdikleri boşluklar, simetrik olarak daha küçük ebatlardaki arakiriş (boyunduruk) ve yatık dikmelerle (payanda 6/10 cm) kullanılarak dolgu malzemesinin cinsine göre daraltılır.Yatık dikmeler, taban ağacı ile 45 ve 60 derece teşkil edecek şekilde ve aynı zamanda pencere ve kapı boşluklarına mâni olmayacak vaziyette tertiplenir. Ahşap karkas binalarda kat yüksekliği en çok 2,90 m. olarak alınır.

Kalas Evler

Karadeniz mıntıkasının orta kesimlerine isabet eden orman köylerinde görülen özel bir yapı tarzıdır. Mahallî olarak Kandil yapı veya daraba adı verilir.

Bu tip yapılar, 5-6 cm. kalınlığında ve 0,20-0,25 m. Genişliğinde hızar ile biçilen kalasların, çantı evlerde olduğu gibi birbirleri üzerine dizilmesiyle meydana getirilir. Köşeler, boğum adı verilen geçme şeklinde kenetlerle sıkıca birbirlerine bağlanırlar. Hava tesirlerine mahfuz bulundurmak için iç kısımlar sıvanır veya kaplanır.

Tamamen gelenek ve göreneklere uyularak inşa olunan bu tarz yapılar da çantı sistemi gibi, ağaç malzemenin rasyonel olmayan şekilde kullanılmasına yardım eder. Bu nedenle Orman Kanunu gereğince hazırlanan Yapı Talimatnamesi ile bunlarda yasaklanan yapı sistemleri arasına sokulmuştur.

Kalas Evler

Karadeniz mıntıkasının orta kesimlerine isabet eden orman köylerinde görülen özel bir yapı tarzıdır. Mahallî olarak Kandil yapı veya daraba adı verilir.

Bu tip yapılar, 5-6 cm. kalınlığında ve 0,20-0,25 m. Genişliğinde hızar ile biçilen kalasların, çantı evlerde olduğu gibi birbirleri üzerine dizilmesiyle meydana getirilir. Köşeler, boğum adı verilen geçme şeklinde kenetlerle sıkıca birbirlerine bağlanırlar. Hava tesirlerine mahfuz bulundurmak için iç kısımlar sıvanır veya kaplanır.

Tamamen gelenek ve göreneklere uyularak inşa olunan bu tarz yapılar da çantı sistemi gibi, ağaç malzemenin rasyonel olmayan şekilde kullanılmasına yardım eder. Bu nedenle Orman Kanunu gereğince hazırlanan Yapı Talimatnamesi ile bunlarda yasaklanan yapı sistemleri arasına sokulmuştur.

Ahsap Blok Evler


Ağaç malzemenin yangına karşı gayet hassas oluşu ve piyasada pahalı satılışı, ahşap yapıları ve bilhassa bina yapımını çok daraltmıştır. Nitekim bugün büyük şehirlerimizde ağaç malzemeden ev inşa etmek yasaklanmıştır. Bu itibarla ahşap ev yapımı, bugün daha ziyade orman kanunundan faydalanan köy ve bazı kasabalarda görülmektedir.

Memleketimizin bilhassa ormanlık mıntıkalarında uygulanmakta olan ve tüketime etki yapan belli başlı ahşap yapı sistemleri ve kısımları aşağıda sıra ile izah edilmiştir.

I BLOK EVLER

Blok binalara, memleketimizin ormanlık mıntıkalarında çantı adı verilir. Daha ziyade Karadeniz orman mıntıkasında rastlanan bu çantı yapılar 0,30–0,35 m. Çapında kabuğu soyulmuş yuvarlak gövdeli ağaçların yatay sıralar halinde üst üste dizilmesinden meydana getirilen pek iptidaî bir yapı tarzıdır.

Her türlü teknik bilgiden yoksun olarak ve tamamıyla mahalli görgüye istinat ettirilerek inşa olunan bu tip binalarda, esaslı bir temel görülmemektedir. Zemine münferit konulan iri taşlar veya çok alçak örülen kuru taş duvarlar, binanın temel vazifesini görür ve alt tomruk sıraları bunun üzerine oturtulur. 8-10 tomruk sırası bir kat teşkil eder. İkinci ve son kat bunun üzerine çıkılır. Hava tesirlerinin binaya girmemesi için tomruk aralıkları iç taraftan bir çamur tabakasıyla örtülür.

Lüzumundan fazla ağaç malzemenin kullanılmasına sebep olduğundan ormancılık bakımından zararlı bir yapı tarzıdır. Bu itibarla, çantı tarzında inşa olunan bütün yapıları yasak etmiştir.

Ahsap Parke ve Genel Bilgi

Bir yapı malzemesi olarak ahşap, Anadolu’da binlerce yıllık bir geçmişe sahip. Hımış gibi çok önemli bazı yapım sistemlerinin Anadolu kökenli olduğu söylenebilir. Ayrıca ahşap geçmişte sadece konut inşaatında değil köprü yapımında, anıtsal binalarda da kullanılmış. Şimdi ise sıcak ve güzel ama modası geçmiş, eski, dayanıksız bir süsleme malzemesi olarak algılanıyor.
300 yıl ayakta kalmış ahşap yapılar yıkılıp yerlerine betonarme taklitleri inşa ediliyor. Bunun karşısında Batı ahşabı yeniden keşfediyor. Başka malzemelerin yetersiz kaldığı birçok mimari sorunu çözebilen çağdaş bir mühendislik malzemesi olarak görüyor. Bugün ahşap ile 150 metrelik açıklıklar kolonsuz geçiliyor. Betonarme binaların yangından kaçma koridorları ahşaptan yapılıyor, aşırı rutubetli ortamlarda yüksek hizmet ömrü nedeniyle ahşap kullanılıyor.

“Çevreyi korumak için ağaçları kesin?”

Bu Birleşmiş Milletler Avrupa Çevre Komisyonunun bir basın bülteninin başlığı. Tabi ki insanlara “hadi gidin önünüze gelen bütün ağaçları kesin “ öğüdünü vermek için yazılmamış. Ahşap kullanmanın ne kadar çevreci bir davranış olduğunu anlatan bir makale.
Ahşap kaynağı yenilenebilen tek yapı malzemesidir. Bu özelliği, üretimi ve işlenmesi için az enerji istemesi (aynı miktar alüminyumun ellide biri kadar), dönüşebilir olması ve üstün ısı yalıtım özellikleri ile birleştirilince onu çağımızın çevre ve enerji sorunlarına en iyi cevap veren malzemesi yapıyor. Bilinenin aksine ahşap kullanmak ormanların yaşamasını sağlar . Nitekim kişi başına ahşap tüketimi fazla olan ülkelerde orman alanları devamlı çoğalmakta.

Yanan ama yangına dayanıklı bir malzeme

Genel kanının aksine ahşabın yangına direnci beton ve çelikten üstündür. Bugün ABD'nde kapalı spor salonu gibi büyük kalabalıkların bulunacağı yerlerin, yangın tehlikesine karşı ahşap karkas olarak inşalarına gidilmekte , aynı nedenle çelik konstrüksyonlar ve ahşap yapılarda kullanılan çelik bağlantılar, ahşap ile kaplanmaktadır. Yangının başlama nedeni hiçbir zaman ahşap değildir ve ısı geçirmeme,kömürleşme özellikleri nedeniyle ahşap-karkas yapının büyük yangınlara ne kadar dayanabileceği kesin olarak hesaplanabilmektedir. Ahşap yapılar yangına 30-90 dakika dayanabilecek şekilde tasarlanabiliyor. Ancak çıplak çelik konstrüksyon (çeliğin genleşme katsayısının yüksekliği nedeniyle) çok kısa bir sürede eriyerek taşıma gücünü tamamen kaybedebiliyor. İnanmıyorsanız bir yangın sonrası ahşap ve çelik çatı elemanlarının durumunu gösteren fotoğrafa bakın (Resim 1)

Çürür ama uzun ömürlü

Bütün yapı malzemeleri zamanla eskir. Çelik paslanır, plastik kırılganlaşır. Ahşabın da birçok biyolojik düşmanı vardır. Mantarlar bakteriler, böcekler ve termitler. Bunlardan bir kısmı ahşabın tamamen yok olmasına bazıları ise sadece görüntü bozukluklarına neden olur. Çürüme, ağaç hücre duvarlarının belirli mantarlar tarafından tahrip edilmesi sonucu, ahşabın taşıma gücünün tamamen veya kısmen yok olması demektir. Ahşap yüzeyde görülen bütün bozulmalar çürüme değildir. Resim 2’de İngiltere’de, 15. yüzyıldan kalma restore edilmiş bir çiftlik evini görüyorsunuz. Ahşap taşıyıcılar zamanla yıpranmış ama çürümemiş, bu nedenle de restorasyon sırasında korunmuş. Türkiye’de ise böyle bir restorasyon sırasında bütün kararmış ahşap malzemenin değiştirilmesi nerede ise gelenek haline gelmiştir.

Aslında ahşabın çürüyebilmesi onun en olumlu özelliklerinden biri. Ormanda büyüyen ağaçların hiç yok olmadığını bir düşünün! Ahşap “ doğada yok olabilen” bir malzemedir. “ Çöpü “ yoktur. İstendiği zaman ona, onu sonsuza kadar yaşatacak tasarım ve teknolojiyi uygulayabilir, istediğimiz zaman da yakabilir ya da çürümeye terk edebiliriz.

2800 yıllık mezar odası ve 1 yılda çürüyen cephe kaplaması

Gordion’un 2800 yıllık mezar odası, Polatlı’nın Yassıhöyük köyünde sapasağlam dururken 300 yıllık bir yalıyı “restore” edip, ahşap cephe kaplamasını bir yıldan az bir sürede çürütebilmeyi nasıl becerebiliyoruz?

Geleneksel ahşap koruma yöntemleri “doğal dayanıklılık” ve “kuru tutma” prensiplerine dayanmaktadır. Geleneksel yapılarda çürüme riski yüksek olan ya da taşıyıcı olarak kullanılan ahşap malzemenin meşe, kestane gibi doğal dayanıklı türlerden seçildiğini görüyoruz. Ahşabı kuru tutmak için de geniş saçaklar, su basman seviyesine kadar duvarların taştan yapılması gibi önlemler alınmıştır.

20. Yüzyıl inşaat sektörüne yeni malzemeler yeni teknolojiler getirmiştir. Ancak bu yenilikler doğru kavranıp doğru uygulanmadıkça problemlerin çözülmesine katkıda bulunmadığı gibi yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yaşam biçiminin değişmesi sonucu evlere su tesisatının girmesi, çamaşır makinesi gibi aletlerin kullanılması konutlarda üretilen su buharını arttırmış, ısı yalıtımının moda olması da bu su buharının yapı içinde hapsedilmesi sonucunu doğurmuştur. Ahşap ıslanıp, kısa sürede kurursa çürümez, ama ısı izolasyon malzemelerinin özellikle çatılarda ahşabın kurumasını engellemesi yeni bir sorunu ortaya çıkarmıştır: çatı ahşabının çürümesi. Son yüzyılda gelişen kimya endüstrisi de olağanüstü özelliklere sahip yeni boyalar, vernikler, poliüretanlar, epoksiler... üretmiştir. Bu ürünlerin çokluğu ve çeşitliliği ise kavram kargaşasına neden olmakta, doğru ürünü seçmemizi zorlaştırmaktadır. Ahşap zemin üzerine uygulanacak bir ürünü seçerken aşınmaya karşı dayanıklılığı, dış cephede kullanılacak bir ürünü seçerken ise elastikliği, güneşe dayanıklılığı gibi özelliklerin aranması gerekir. Özet olarak bütün bu yenilikler geleneksel koruma yöntemlerinin sınırlarını zorlayarak ahşap endüstrisinin yeni koruma teknikleri geliştirmesine neden olmuştur.

Çam ağacından üretilmiş bir ahşap pencerenin hizmet ömrü ne kadardır?

Tam 60 yıl! Tabi ki onu uygun önkoruma işleminden geçirmişseniz. İngiltere’ de PVC pencereler için verilen hizmet ömrü ise sadece 15 yıl!

Ahşap önkoruma ahşabın bünyesine, onu zararlı mantar ve böceklerden koruma amacı ile, çeşitli kimyevi maddelerin emdirilmesi işlemidir. Bu işlem ahşap malzemeye inşaata monte edilmeden önce ve bir kez uygulanıyor ve ahşap malzemenin hizmet ömrünün en az binanın hizmet ömrü kadar olmasını sağlıyor . Ahşap önkoruma işlemi belli bir teknoloji. Ahşabın cinsi, kullanılacağı ortam ve ondan beklenen hizmet ömrüne göre kullanılması gereken maddeler ve uygulama yöntemleri farklı. Bazı durumlarda önkoruma maddeleri ahşaba özel bir tesiste basınç altında uygulanmalıdır(Resim 3), bazı durumlarda ise basit bir daldırma işlemi yeterli olabilir. Ancak nalburdan, teneke içinde alınıp fırça ile sürülen mamuller “ahşap önkoruma” kavramının dışında tutulmalıdır. Önkoruma ahşabı belirli bir hizmet ömrü olan , güvenilir ve çağdaş bir yapı malzemesi haline getiriyor. Uygulanacak önkoruma maddesinin ve yönteminin seçilmesinde üç faktör önemlidir. Ahşabın cinsi, kullanılacağı ortam ve tasarlanan hizmet ömrü.

Ahşap “çalışır” ama boyu uzayıp kısalmaz

Su, ahşaba sadece dışarıdan gelen ya da ağacın su iletme işlevinden artakalan bir yabancı madde değil, onun asıl bileşenlerinden biridir. Ahşaptaki suyun bir miktarı ( %25-30 ) ahşap liflerine kimyasal olarak bağlıdır. Ahşaba yöneltilen eleştirilerden biri ahşabın çalışması yani ıslanma yada ortam rutubetinin değişmesi ile boyut değiştirmesidir. “ Pencerenin döndü iyi kapanmıyor, ya da yağmur yağdı şişti açılmıyor” gündelik hayatta sık duyduğumuz şikayetler. Ancak ahşabın seçimi, kurutulması ve ahşap elemanın tasarımı doğru yapılıyorsa bu problemler ile karşılaşılmaz. Her malzemenin çalıştığı unutulmalıdır. Ahşap ısı ile boyut değiştirmez, ısı ile yumuşayıp sertleşmez. Sadece su ile ve sadece enine kesitlerde bir çalışma söz konusudur. Su ile bile ahşap boyuna çalışmaz. İşte bu nedenle çok büyük açıklıklar geçmede ahşap, tasarımcıya büyük olanaklar sağlar. Ahşabın nem ile boyut değiştirirken “dönmesi” boyuna kesitinde liflerin düzgünlüğüne, dikkat edilerek, yapılan iş için bu problem çok önemli ise “çeyrek kesim” kereste kullanarak önlenebilir (Resim 4).

20 000 değişik doku ve renk seçeneği

Ahşabın bir önemli özelliği de birbirinden farklı binlerce türü olması. Dünyada 20.000’in üzerinde ağaç türü var, iyi araştırılırsa yapılacak işe uygun tür mutlaka bulunur. Ağaç türleri; renkleri, dokuları, sertlikleri, taşıma kabiliyetleri, dayanıklılıkları, boya tutma kabiliyetleri, kurutulma kolaylıkları, lif düzgünlükleriyle birbirlerinden ayrılırlar. Yumuşak ağaç / sert ağaç sınıflandırmasına da dikkat etmek lazım. Yumuşak ağaçlar iğne yapraklı, sert ağaçlar ise geniş yapraklı ağaç anlamına gelir. Sert ağaçlar her zaman sert değildir. Örneğin kavak sert ağaç türüne girer,sedir ise bir yumuşak ağaçtır. Aynı tür ağaca değişik ülkelerde değişik isimler verilmektedir. Söz edilen türden emin olmak için türün Latince ismi bilinmelidir.

Bakım yapılabilen, tamir edilebilen bir malzeme

Ahşap aslında güzel yaşlanır. Güneşin etkisi ile rengi solar, grileşir. Rüzgâr ile taşının toz toprak yüzeyini aşındırır ve aşırı olmadığı zaman hoş bir görüntü oluşur. Ancak bu eskime zamanla güneş ve yağmurun etkisi ile çatlamalara ve elyaf kaybına neden olabilir. Yüzeyde küf oluşabilir, çatlaklarda pislik birikir, çatlağın büyümesi ile içeriye su bile girebilir. Ahşabı bu tür bozulmalardan korumanın yolu yüzeyi bir “yüzey koruyucu” ile kaplamaktır.

Doğru yüzey koruyucuyu seçmek için ilk önce yüzeyi neden koruduğumuzu belirlemeliyiz. Ahşap o kadar değişik amaçlara hizmet eden bir malzeme ki bu seçim her zaman o kadar kolay olmayabilir. Ahşap zeminde kullanılacaksa, mekanik darbelere, aşırı aşınmaya karşı dayanıklı poliüretan esaslı malzemeler , dış cephede kullanılacaksa güneşe ve dış ortam şartlarına dayanıklı esnek ve nefes alan dış ortam boyalarını seçmeliyiz. Çok geçerli bir nedeniniz yoksa, dış cephede kullanılan ahşap üzerine hiçbir zaman tamamen şeffaf ve renksiz vernik uygulanmalıdır. Renksiz ve şeffaf vernikler ahşap yüzeyi mor ötesi ışınların etkisine karşı koruyamazlar. Bu verniklerin bazıları güneşe karşı Ultra Viyole filtreleri içerirler, ancak bu katkıların ömürleri dış ortamda kullanılan ahşap için yeterli değildir. Bu tür vernik ve cilalar ancak yapı içinde kullanılan mobilyalarda renk değişmesini önleyebilirler. Dış cephede kullanılabilen şeffaf boyalarda muhakkak bir renk vardır. Bunlar, zamanla UV-filtresi etkisini kaybetmeyen doğal metal oksit pigmentler içerirler

Nefes alan boyalar boyanan yüzeyde suyu geçirmeyen fakat su buharını geçirebilen bir boya tabakası oluşturabilen ürünlerdir. Bunlar su buharı geçirgenliği yüksek mikrogözenekli boyalar olarak da tanımlanabilirler. Dış ortamda kullanılan ahşabın yağışlar ve havadaki rutubet değişmeleri nedeniyle çalışması ya da ufak bir darbe alması sonucunda yüzeyde oluşabilecek ufak bir çatlak ahşabın ıslanmasına neden olabilir. İşte boya tabakası altındaki ahşabı ıslatan bu suyun kısa sürede kuruması, boyanın ve ahşabın ömrü için çok önemlidir. Ahşabın uzun süre ıslak kalması hem boyanın dökülmesine hem de ahşabın çürümesine neden olur. Bezir yağı, dolgu malzemeleri ve özellikle macun, dış ortam boyalarının en büyük düşmanlarıdır. Genelde son görüntünün düzgün ve pürüzsüz olması istendiğinden boya öncesi planya ve zımpara önerilse de, dış ortamda yüzey ne kadar pürüzlü ise boya ömrü de o kadar fazladır(resim 5). Kumlanmış ya da sadece şeritten geçmiş dış cephe kaplamaları üzerinde boyanın hizmet ömrü çok daha uzundur. Güneşten etkilenmiş yüzeylerde (solmuş ya da kararmış) boya performansı kötüdür. Ahşap malzeme boyanmadan doğa şartlarında bekletilmemeli, güneşten etkilenmiş yüzeyler ise boyanmadan önce iyice zımparalanarak solmuş ya da kararmış tabaka tamamen kaldırılmalıdır. Budaklardan reçine sızmasını engellemek ya da boya sökmek için yüzeyin yakılması da boyanın hizmet ömrünü azaltır. Yanmış yüzey boyanın ahşaba nüfuz etmesini engeller ve ömrünü kısaltır.

En önemli konu doğru tasarım

Tabi her malzemeyi kullanırken malzemenin özelliklerini bilip ona göre tasarım yapmak önemlidir. Mesela ahşapta köşeler keskinse boya tutmaz. Diyelim ki biz bir ahşap pencere yapıyoruz ve en iyi ahşabı kullandık, ön koruma işleminden geçirerek penceremizin çürümeyeceğini garantiledik, üstüne de en iyi boyayı sürdük acaba bu yeterli mi? Eğer bizim ahşap penceremizden içeri su ve rüzgar giriyorsa bu yaptığımız işlemlerin hiçbir faydası kalmaz. Bunun için doğru sızdırmazlık fitilleri ve doğru cam montaj macunları veya fitilleri kullanmamız lazım. En büyük hatalardan bir tanesi yanlış fitil konulmasıdır çünkü içeriye suyun girmesine sebep olur. Isıcam kullanıyoruz ısı yalıtımı için, Şişecam'ın ısıcam montaj broşürüne baktığımız zaman ısıcamı ahşaba takarken, camın her iki tarafında 3mm boşluk bırakın ve macunla doldurun dediğini görüyoruz. Ama biz ne yapıyoruz? Cam yuvasını cam kalınlığından sadece bir mm. daha geniş yapıp üzerine silikon macun sürüp işi bitiriyoruz. Silikon tabakasında en ufak bir çatlak içeriye su girmesine, kanadın şişmesine, dönmesine neden olunca da “ahşaptır bu çalışır” deyip işin içinden sıyrılıyoruz.


Ahşap canlı mı?


Acaba Türk ya da Anadolu kültürünün ahşap ile ilgili özel bir ilişkisi mi var? Halk arasında “ahşap canlıdır”, “ahşabı öldürmek” gibi deyimlerin kullanılması, boyut değişmesine “çalışma” denmesi çok ilginç. Ahşap günlük hayatımıza o kadar yoğun bir şekilde girmiş ki onu bir türlü, bir yapı malzemesi, bir mühendislik malzemesi olarak algılayamıyoruz galiba. AHŞAP MÜKEMMEL BİR MÜHENDİSLİK MALZEMESİDİR. Bu gerçeği kabul edip, çağımızın getirdiği yeni teknolojilerle ahşabı yeniden tanımalı ve onu doğru kullanmayı yeniden öğrenmeliyiz, bir an önce. Unutmayalım! Geleceğimizi ahşap ile inşa edeceğiz(resim 6).